Rüzgâr Eken Fırtına Biçer. Fırtına Eken’in Hasatı ne Olur?

Yorum

Başkan Trump seçim kampanyalarında ve makama geldiği tarihten bu yana, verdiği sözlerde duran İran’a rağmen yok hükmünde saydığını ifade ettiği İran nükleer anlaşmasından (JCPOA- Joint Comprehensive Plan of Action) çekildiğini sonunda 8 Mayıs 2018 de açıkladı. ...

Başkan Trump seçim kampanyalarında ve makama geldiği tarihten bu yana, verdiği sözlerde duran İran’a rağmen, yok hükmünde saydığını ifade ettiği İran nükleer anlaşmasından (JCPOA- Joint Comprehensive Plan of Action) çekildiğini, sonunda 8 Mayıs 2018 de açıkladı. Eski dışişleri ve güvenlik ekibi ile kotaramadığını, atmaca-şahin Bolton ve Pompeo ile yaptı. ABD yönetiminde bu sertleşme beklenmeyen bir şey değildi. Bu ekip, ne yazık ki “Rüzgâr eken, fırtına biçer“ atasözünden bihaber gözüküyor.


Sevda Yolları ve Kurşunlar

Trump’ın P5+1 tarafından imzalanan ve JCPOA olarak bilinen ortak anlaşmadan tek taraflı çekilmiş olması, aslında İran akıllı yaptırımlarını yeniden yürürlüğe koyacağı anlamına gelmeyebilir. Ama Trump yönetimi, muhtemelen hepsini aynı anda olmasa bile, yaptırımları, tedricen yeniden ısıtıp ısıtıp gündemin ortasına koyacak, daha doğrusu her bir eski yaptırımla, yeni gündem yaratarak, ABD’yi ve dünyayı yönetmeyi hesaplayacak.

Bu süreç içinde, dünyada İsrail’e, Suudi Arabistan’a ve bazı körfez ülkelerinin güvenlik endişelerine verdiği önem kadar, Kuzey Kore’ye gösterdiği “aba altından sopa“ ya dikkat edilmesi gerekir. Bu arada ABD’de de İsrail yanlısı ve İran karşıtı Evanjelik lobileri tatmin ederek ara seçimlerde oy toplama çabasını da ihmal etmemek gerek.


AB nin Tavrı ve IAEA’nin Durumu

Şimdi P5+1 in geri kalan üyelerinin farklı şiddet ve tarzdaki tepkilerinde, İran ve uluslararası barışın korunmasından öte kendi ulusal hedeflerinin yönelimini görmek mümkün. Bu adım ve 12 Mayıs’tan sonra ortaya çıkacak gelişmeler, Rusya’nın Birleşmiş Milletler’e 24 Nisan 2018 den beri, BM Nükleer Forumu’nu olağanüstü toplantıya çağırma uyarısının haklılığını, BM’nin tepki özürünü, Çin ve Rusya’nın artık İran’a nasıl dört elle sahip çıkacağını gösterecektir. Geri kalan üç üye ise, zaten liderleri ve dışişleri bakanları ile, Trump’ı bu işten caydırmaya çalışarak tavırlarını ortaya koymuşlardı. Şimdi sevabı ve günahı ile JCPOA yi ayakta tutmaya çalışacaklarına bir kez daha and içerlerken, bunda bir kaç amaçları var:1.İran’a ve Orta Doğu dengelerine verdikleri önemi ve ABD ile ayrışma çizgilerini göstermek 2. İran ekonomisine ellerinden geldiği kadar destek olarak, oradaki pazar paylarını güvence altına almak 3.Bunu muhtemel ABD yaptırımlarına rağmen yapabilirlerse, İran’ın JCPOA’yi bu defa kendileri, Rusya ve Çin ile yeniden gözden geçirmesini sağlamak. Belki bu defa, orta ve uzun menzilli füzeler ile ilgili bazı denetimler de elde edebilme umudu olabilir.

Ama ABD’nin tavrı AB’ yi de kendi içinde tavır farklılaşmasına sokacaktır. Denetim ve doğrulama (verification) süreç ve raporlarına artık güven duyulmayan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının itibarının, bizzat Trump yönetimince aşındırılması ise, hem içler acısı, hem haksızlık, hem de Kuzey Kore’de denetim ve doğrulamayı kimin yapacağı ile ilgili bir soru işareti.


Ve Tereciye Tere Satan bir Senato

Dün gece CNN International’ı izlerken, bazı senato üyelerinin “ zaten JCPOA’yi başkan Obama’nın senatoya sunmadan yürürlüğe koyması“ nedeniyle kendilerinin gözünde yok hükmünde olduğunu söylediklerini duydum. Bunlar yine cehalete oynayan insanlar. Çünkü ABD kanununa göre anlaşma (Treaty) ile yürütme anlaşması (Executive Treaty, özellikle uluslararası anlaşmalar için) arasında arasında kesin bir fark gözetilmiş olup, birincinin senatoya sunulma mecburiyetine karşı, ikinci için böyle bir mecburiyetin olmadığı açıktır. Bu konuyu bir anayasa profösörü olan eski başkan Obama bilmiyor olabilir miydi? Hiç sanmam. Tereciye tere satarak dünyanın en büyük ülkesini yönetmek ise, ipleri kendi ayaklarına dolaştırabilir. Göreceğiz.


Bir Kaç Tahmin Daha

Bu hanidir beklenen yeni durumun, petrol ve doğal gaz piyasalarına, İran ekonomisine, İran’da değişimin ateşini yakan reformcu kadroya, Orta Doğu’da zaten tesis edilmesi zor olan barışa yarardan çok zarar vereceğinin kesin olmasıdır. ABD, bu yeni adımla Orta Doğu’da estirdiği yeni fırtınanın bu bölgede yaratacağı tufanı da görmezden gelmektedir.

Aynı zamanda, Afrin ötesine geçecek bir Türkiye harekatını engellemeyi güvence altına aldıktan sonra askeri varlığını bölgede azaltarak, teşbihte hata olmaz, “iti ite kırdırmayı“ uzaktan seyretmeyi tercih edecektir.

İran’ın bir kez daha petrol ve doğaz gaz piyasalarının dışına itilmesi ise, bu bölgedeki kısa-uzun, tartışmasız- tartışmalı gaz boru hattı projelerine hız verebilir, İsrail ve Güney Kıbrıs’ın eline tereyağını sürebilir, Türkiye ve KKTC’nin ayağına iyice basabilir. İran’ın Yemen’den elini, Suriye’den ayağını çekmesini sağlar mı? Emin değilim. Suudi Arabistan’ın 2030 yılına kadar gerçekleştirmeyi planladığı Nükleer projeleri engeller mi? Belki yavaşlatır veya ertelettirir. İsrail-Suudi Arabistan yakınlaşmasını sürekli kılar mı? Sanmıyorum.

Rusya ve Türkiye’nin İran ile birlikte yürüttüğü Astana süreçlerine ne yapar? Bence Cenevre Suriye barış sürecine daha yüksek bir prim kazandırır.

Kararın Türkiye ekonomisine genel olarak yapacağı olumsuz etki ötesinde bir önemli husus daha var. Türkiye el altından İran ile doğal ticari ve mali ilişkilerini sürdürmeye çalışacaksa burada dikkatli olması gerekecektir. Çünkü ABD’nin İran yaptırımlarının, İran’ın batısına da uzanma riski her zaman var.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2712 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1079
Avrupa 22 637
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1381 ) Etkinlik ( 53 )
Alanlar
Balkanlar 24 293
Orta Doğu 23 608
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 3 184
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 77 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 19 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2043 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2043

Öncelikle iki hususa değineceğim. İlki; “Türklerin denizci olmadığı” ifadesine ilişkindir, bunun Türkleri aşağılayıcı bir ifade olduğunu ve tarihi bilmemekten kaynaklandığını belirtmek isterim. Diğeri ise Mavi Vatan’ın haritasını nasıl çizdiğime ilişkindir. ;

İran coğrafyası uzun yıllardır insanlığın yerleştiği bir bölge olmaktadır. Konum itibariyle Anadolu, Mezopotamya, Kafkasya ve Orta Asya gibi kadim bölgelerin kesişim noktasıdır. Persler ilk olarak Asur kaynaklarında yer almaktaydılar. Yapılan incelemeler ve çalışmalar sonucunda varılan kanıya göre İ...;

Savaşın başlamasından bir yıl geçtikten sonra, Rusya'nın neden galip gelmediği, hem ABD dış politikasında hem de daha geniş anlamda uluslararası güvenlikte en önemli sorulardan biri haline geldi. Cevabın birçok bileşeni var. ;

İnsanoğlunun doğal yaşam ortamı karalardır. Ancak, dünyanın büyük kısmı denizlerle kaplı olup deniz insanoğluna refah, zenginlik ve güç getirecek özelliklere sahiptir. Bu açıdan bakıldığında insan toplulukları, doğal olarak, sosyolojik gelişmelerinin her aşamasında evvela doğal yaşam ortamları olan ...;

Ukrayna’da Rusya’nın yakın zamanda büyük bir saldırı gerçekleştireceği haberlerinden ABD’nin Ukrayna’yı son ana kadar destekleyeceğini deklare etmesine kadar karmaşık ve belirsiz bir durum söz konusu. Rusya ile “sınırsız dostluğu“ bulunan Çin ise bu karmaşık durum karşısında pozisyon belirlemeye çal...;

Geçen hafta Cuma günü (10 Mart 2023) Suudi Arabistan ve İran arasında yeni bir anlaşma imzalandı. Buna yeni bir “Kutsal Cuma“ anlaşması denebilir mi? İki ülke arasındaki en büyük fayın mezhep farkının siyasileştirilmesinden kaynaklandığı düşünülür ve mezhep anlaşmazlığının arkasına gizlenen bölgesel...;

TASAM Staj Programı; katılımcıların akademik çalışma yetkinliği kazanmasına destek olarak kaynaklara ulaşma, bilgi toplama ve iletişim gibi konularda mevcut yetenek ve özelliklerini geliştirmelerini amaçlamaktadır. TASAM’ın mevcut çalışma alanları kapsamında değerlendirilecek stajyerlerin, bu alanla...;

Dünyadaki en güçlü ve etkili istihbarat servisleri açısından merak edilen en önemli konuların başında, Çin’in Afrika’daki askeri ve siyasi stratejik planları gelmektedir. Afrika madenleri ve enerji yatakları Çin’in bu kıtaya yönelmesinde temel etkendir. ;

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 1

  • 06 Eki 2022 - 06 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.

Geçmişte büyük imparatorluklar kuran Çin ve Hindistan, 20. asırda boyunduruktan kurtularak bağımsızlıklarına kavuşmuş ve ulus inşa sorunlarını aştıkça geçmişteki altın çağ imgelerinin cazibesine kapılmıştır.