Türkiye - İran - Pakistan Konferansı 2018 | SONUÇ RAPORU

Haber

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM), İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Politik ve Uluslararası Araştırmalar Kurumu (IPIS) ve Karaçi Dış İlişkiler Kurulu (Karachi ...

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM), İran İslam Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Politik ve Uluslararası Araştırmalar Kurumu (IPIS) ve Karaçi Dış İlişkiler Kurulu (Karachi Council on Foreign Relations) tarafından “Çok Boyutlu Bölgesel İşbirliği ve Yeni İpek Yolu“ ana teması altında, 13 Şubat 2018’de İstanbul’da Wishmore Oteli’nde düzenlenen Türkiye - İran - Pakistan Konferansı’nın Sonuç Raporu aşağıdaki gibidir:

Değişen dünyada üç temel parametre hayatın ve teknolojinin doğasını dönüştürmektedir; “yapay zeka“, “artırılmış ve sanal gerçeklik“, “mobilite“. Güncel sorunlara çözüm üretici niteliğini kaybetmiş eski refleksler yerine yeni değerler inşa ederek yol alınması elzemdir.

64’ten fazla ülke ile beraber Türkiye, İran ve Pakistan’ı da içeren Yeni İpek Yolu Projesi, bir küresel entegrasyon projesi olarak ciddi potansiyele sahiptir. Ancak Çin’in askerî ve yumuşak gücünün yetersiz kalması, bu projeyi yönetebilecek altyapıyı ve kapasiteyi oluşturamamasına neden olmaktadır. Bu nedenlerin yanı sıra İpek Yolu üzerindeki ülkelerin istikrarsızlığı, Çin’in risklerden mümkün olduğunca uzak kalmak adına süreci ağır ilerletmesini beraberinde getirmektedir. Çin, her ne kadar küresel bir güç gibi görünse de, henüz test edilmemiş bir güçtür. İpek Yolu’nun başarısı için entegre olmuş ilişkiler çok önemlidir ve eğer bu projenin potansiyelinden tam anlamıyla faydalanmak isteniyorsa, ikili ve çok taraflı kurumsal ilişkiler geliştirilerek entegrasyon güçlendirilmelidir. Bununla birlikte, tarihsel olarak İpek Yolu üzerinde yer alan Katar, Umman gibi ülkeler de bu projeye dâhil edilmelidir. İpek Yolu Projesi, Çin’in üzerinde çalıştığı birçok projeden bir tanesidir; bununla birlikte Çin’in, daha bölgesel olan birçok projesi de mevcuttur. Ayrıca Çin dışında, İpek Yolu Projesi’ne alternatif oluşturabilecek en büyük potansiyel rakiplerden biri olarak Hindistan’ın da Rusya, Karadeniz ve Avrupa ülkelerine açılmak için birçok “uzlaşı belgesi“ imzaladığı bilinmektedir. Diğer taraftan, ABD’nin öncülük ettiği ve Endonezya, Tayvan, Hindistan ve Körfez ülkeleri hattında ilerleyen başka bir projenin de İpek Yolu’na alternatif olabilmesi söz konusudur.

21. yüzyıl, vekalet savaşları yüzyılı olarak gözükmektedir. Bu duruma zemin hazırlayan ve vekilleri “kullanılabilir“ hâle getiren dünya görüşü “rasyonel ve mikro-milliyetçi“ görüşlerdir. Bunların karşısında ise, her üç ülkede de etkileri bulunan İslam Felsefesi bulunmaktadır. Ancak İslam Felsefesi’nin etkinliği ve reel düzleme hâkimiyeti, Afganistan örneği üzerinden sorgulanabilir. Afganistan gibi bölgelerin, tasavvuf ve sufi geleneği kodlarında barındırmasına rağmen radikal-selefi İslamcı bölgelere dönüşmesi konusu, sorgulanmaya ihtiyaç duyulan meselelerden bir tanesidir.

Türkiye - İran - Pakistan ilişkileri, mezhepsel konuların ötesindedir, ikili ve çok taraflı ilişkilerinde ciddi sorunlar bulunmamaktadır. Bu ilişkilerin - Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECO) gibi kurumların yeniden organize edilmesiyle - derinleştirilmesi, bölgesel ve küresel istikrar adına ciddi katkılar sağlayacaktır. Türkiye - İran - Pakistan başta olmak üzere, bölgesel ve küresel yeni kuruluşlar aramak yerine, ECO canlandırılmalıdır. Çünkü ECO, daha önceki ikili ve çok taraflı organizasyonlardan da aldığı deneyimlerle oluşmuş ve yol kat edebilmiş bir kuruluştur.

ECO’nun işleyişinde yavaşlamanın ardında; kuruluşundan sonra dâhil olan ülkelerin diğer bazı bölgesel oluşumlara yönelmesi ve kadrolarının genişlemeye, dinamizme ihtiyaç duyması gibi nedenler karşımıza çıkmaktadır. ECO’nun yeniden canlandırılması için özellikle bu üç kurucu üye tarafından kısa ve uzun vadeli aktiviteler belirlenmeli, diğer ülkelerin ilgisini çekmek ve ECO’nun cazibesini artırmak için, kurucu üyelerin maddi ve manevi sorumluluklar alarak ciddiyetlerini göstermeleri gerekmektedir.

Soğuk Savaş sonrası günümüzde, devletler asimetrik tehditlerle karşı karşıyadırlar. Soğuk Savaş sırasında tehditlerin ne olduğu, savunma ve güvenlik alanında ne tür önlemler alınacağı belli iken, günümüzde bu öngörü - öngörülemezliğin ana trendlerden biri hâline gelmesiyle - mümkün gözükmemektedir. Bununla birlikte, artık savunma ve güvelik alanındaki aktörler; konvansiyonel güçler, askerî şirketler, sivil örgütler, vekalet grupları vs. gibi çok daha fazla çeşitlilik göstermektedir.

Güvenlik, Türkiye, İran ve Pakistan’ı ilgilendiren bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır. Üç ülke de terörle mücadele hâlindedir. Ancak ekonomik gelişmeler ve sermaye akışı için güvenliğin sağlanması elzem bir durumdur. Bu nedenle terörle mücadele konusunda bu üç ülke işbirliği içine girebilir ve deneyimlerini karşılıklı olarak paylaşabilir. Terör, her üç ülkenin de sorunlarından biri halindedir ve analizinin iyi yapılması gerekmektedir. Terörün motivasyon kaynağı asla din veya mezhepler değildir; bunlar ancak tamamlayıcı neden olarak karşımıza çıkmaktadır. Terörle mücadele artık aklın akılla mücadelesi hâline gelmiştir ve bu anlamda güvenlik adına stratejik öngörü merkezleri oluşturularak önleyici tedbirler alınabilir. Bununla birlikte, üniversitelerin bünyesinde güvenlik stratejisi üretebilecek merkezler kurularak, sürece akademik katkı sağlanabilir.

Türkiye, İran ve Pakistan için daha fazla işbirliğine giden yollar aranmalı ve politik yapının oluşturulmasında düşünce kuruluşları daha etkin olmalıdır. Bunun sağlanabilmesi için, öncelikle bir stratejik vizyona ihtiyaç vardır.

TASAM, IPIS ve Karachi Council heyetleri, aşağıdaki konular üzerinde ortak çalışmalar yapılması konusunda mutabakat bildirmişlerdir:

1. Her kurum tarafından, ulusal politikalar rapor hâlinde düzenlenecek; bununla birlikte bir de öneri raporu hazırlanıp diğer kurumlarla paylaşılacaktır.

2. Her kurum, Yeni İpek Yolu hakkındaki görüşleri içeren birer konsept kağıt hazırlayarak diğer kurumlarla paylaşacak. Bu konuda Çin tarafından bir heyetin de dâhil olacağı başka bir toplantı tertip edilecektir.

3. Türkiye - İran - Pakistan taraflarının dâhil olacağı; terörle mücadele, bilgi toplama ve paylaşma çalışmalarını da içeren ortak bir “güvenlik araştırma merkezi“ projesi için çalışmalar yapılacaktır.

4. TASAM, IPIS ve Karachi Council öncülüğünde, diğer düşünce kuruluşlarının da dâhil olacağı bir program düzenlenecek ve bu inisiyatif diğer kurumların görüş ve işbirliğine sunulacaktır.

5. Üç kurumun koordinesinde ilgili akademisyen ve araştırmacıların dâhil olacağı, süreklilik arz edecek bir “ortak makale çalışması“ planlanacaktır.
13 Şubat 2018, İstanbul
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2751 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 646
TASAM Asya 98 1102
TASAM Avrupa 22 645
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 291
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1393 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 294
TASAM Orta Doğu 23 614
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 188
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1297 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 782
TASAM Türk Dünyası 20 515
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2047 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
TASAM Türkiye 82 2047

Mevcut küresel düzen parçalanma eğilimi gösteren bir momentumun eşliğinde yeni bir dünya düzenine doğru dönüşüme başladı. Büyük güç rekabetinin öne çıktığı bu yeni normalde asıl muharebenin ekonomik cephede gerçekleşeceği söylenebilir.;

İki liderin görüşmesinde, Moskova'nın azalan silah ve mühimmat stokunu yenilemek için Kuzey Kore'den malzeme temini konusunda bir görüşme yapılıp yapılmadığı belirsizliği yer almaktadır. ;

Doğa ne kadar dakik! Hiç sektirmiyor. Evet, olağanüstü kuraklıklar, seller, yanardağ patlamaları, deprem veya yangınlar var. Ama bunların şiddeti artsa bile çoğu kez zamanlama açısından bir belirlilik var. ;

Çin, son yıllarda iki ülke arasındaki ekonomik ve siyasi işbirliklerinin artmasıyla birlikte Türkiye'ye açılıyor. Bunun nedeni, Türkiye'nin stratejik konumu, büyüyen ekonomisi ve ticari ortaklarını çeşitlendirme isteği gibi bir dizi faktördür. Çin, Türkiye'nin Avrupa ve Orta Doğu'ya açılan bir kapı ...;

Türkiye - AB ilişkilerinin tarihsel sürecine baktığımızda temel olarak Politika, Kimlik, Ekonomi, Güvenlik, Enerji ve Göç bağlamında ele alındığını söyleyebiliriz. 1963 yılında Türkiye’nin Avrupa Ekonomik Topluluğu’na katılmasıyla başlayan süreç, 1987 yılında tam üyelik başvurusuna ve 1999 yılında n...;

Hepimizin bildiği tek ev olan Dünya’ya artık sığmadığımız günlerdeyiz. Fakat artan insan nüfusu ve dolayısıyla azalan kaynaklar tek sebep değil. Merak, keşfetme tutkusu ve bilinmeze yol alma güdüsü evrende yeni evler bulma arzusunu harekete geçiriyor.;

Geçen hafta toplanan G20 zirvesinde dağ fare doğurdu diyebilirim. Son fotoğrafta, Biden, Modi ve Ursula Von der Leyen adeta halay çekiyor gibiydiler. Oysa ne başardılar? Evet, 55 üyeli Afrika Birliği gruba davet edildi. Bu en fakirlerin gönlü hoş olsun diye mi yapıldı? Yoksa Afrika’yı Rusya’nın penç...;

BRICS, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'nın kısaltmasıdır. Dünyanın önde gelen gelişmekte olan ekonomilerinin oluşturduğu bir gruptur ve bu ülkeler dünya kara yüzeyinin yaklaşık %27'sini ve küresel nüfusun %42'sini oluşturmaktadır.;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.