2018 Yaklaşırken Doğu Ukrayna Unutuldu Mu?

Yorum

Kendisinden daha hızlı dönen gündeminin akışı içinde, dünyada alışılan, belki aslında yeterince önemsenmeyip oluruna bırakılan, büyüklüğü nedeni ile aciz kalınıp yüz çevrilen nice çatışma var. ...

Kendisinden daha hızlı dönen gündeminin akışı içinde, dünyada alışılan, belki aslında yeterince önemsenmeyip oluruna bırakılan, büyüklüğü nedeni ile aciz kalınıp yüz çevrilen nice çatışma var. Bunların başında Doğu Ukrayna’da soluk almaksızın süren gizli savaş ve bir başka insanlık dramı geliyor.


Veche Değiştiren Mücadele

Önce Ukrayna ve Rusya arasındaki doğal gaz ticaretinin Batı Avrupa’ya uzanan ucunda, ödemeler veya geri ödememeler ile ilgili olarak patlayan ekonomik, sonra Kiev ve Moskova arasında çığ gibi büyüyen bir siyasi krize tanık oldu dünya. Buz dağının derin denizde kalan parçasında, Rusya’nın “Ebediyen Birlikte“ sloganı ile, Ukrayna’ya bağımsızlık vermiş olmasına duyduğu pişmanlık görülemedi. Oysa süper gücünü yitiren Rusya, ekonomik olarak güçsüzleştikçe, tarihi iddiaları ve köklerinin dayandığı “Kievan Rus“ hayâlini yeniden yeşertmeye meyletme eğilimine girmişti. Minsk görüşmeleri ve protokollerinin hayata geçirilmesi zorlaşınca, siyasi sorun, “militarize“ oldu. Bu, hem milislerin örgütlenmesi, hem de bunlara bilfiil Doğu Ukrayna sınır boylarında ve Rus etnik unsurların egemen olduğu Donetz, Luhansk ve Kharkiv’de Rusya’nın bu milislere fiilen destek vermesi ile oldu.


Ok Yaydan Kırım’la Mı Çıktı?

Kırım’ın, Mart 2014’de yapılan bir referandum sonucunda ve kendi “meşru“ siyasi mecraında, Rusya Federasyonu’na katılma kararı, dünyada kısa süren bir infial ile uzun süren bir ekonomik yaptırım süreci başlatsa bile, bundan asıl zararın daha fazla Rusya’nın yaptırımlarına muhatap olan Almanya ve Fransa’da yaşanması, Kırım’ı unutturmasa bile sorun olarak dondurdu. Ama Doğu Ukrayna’da aynı sürecin yaşanması hevesini ateşledi.

Evet, Mayıs 2014’de Doğu Ukrayna’da yapılan referandumun meşruiyet zeminlerinde tartışılır olması, buradaki süreci tavsattı. Ama bu bölgeye verilecek bir çeşit muhtariyet, adil demokratik seçimler (2018’de yapılması planlanıyor), azgelişmiş Doğu Ukrayna’nın kalkındırılması ve oradaki insanlık dramının ivedilikle sona erdirilmesi, Minsk sözleşmesinin 12 maddesinin, belkemiğini oluşturdu. Bundan sonra sadece çatışma var. Barış ile ilgili fazla bir şey olmadığını duymak bana “Filistin, Suriye ve Mynmar gibi diğer insanlık ayıbı sorunlar arasında, nasıl olur da Doğu Ukrayna sorununu konuşmayız?“ sorusunu sordurdu.


Doğu Ukrayna’nın Çilekeş Halkı

Doğu Ukrayna’nın Rusya için Suriye’den daha önemli bir stratejik önemi varmış. Ruslar her düzeyde bunu söylüyor. Bundan oradaki acı çeken halka ne? Önemli ise önce o halkın acıları dinmeli. Oysa yoğunlukla Donetz, Luhansk ve bölgedeki başka bazı yerlerde, insanlar yarı aç, yarı tok, barınaktan ve makul sağlık hizmetlerinden yoksun yaşıyor. Gün be gün, 487 kilometrelik, Donetz-Mariopol hattında nice can telef oluyor. Dünya uzaktan, Ukrayna ve Rusya yakından, uluslararası gözlemciler, nüfuz edebildikleri nispette bölgeden izliyor. AGİT (OSCE) gibi soruna sahip çıkmaya çalışan kuruluşlar ise insan hakları ihlalleri ve can kayıplarının çetelesini tutmaktan ve raporlamaktan öte bir şey yapamıyor. Ateşkes hattının etrafındaki mayın tarlaları, en fazla çocuklarının canını yakıyor. Binlerde çocuk ve genç yaşamlarının baharında dünyadan göçüp gidiyor.


Stansia-Luganska Geçidi

Dünya, 1976 yapımı bir film ve 2003 tarihli AB zirve dolayısı ile, zirvenin yapıldığı Porto Caras’a birkaç yüz kilometre kuzeyde bulunan, tehlikeli Kassandra Geçidini hatırlayabilir. Ama Stansia-Lugansk Geçidi deseniz nerede ve ne hâlde olduğunu bilmediği gibi, umursamaz da. Oysa Doğu Ukrayna’da Seversky Donetz nehri kıyısında bulunan yaklaşık 14.000 nufuslu Luhansk Oblast’ı, tarihten hatırlayabileceğimiz Don Kazaklarının kadim yerleşimi. Bugün ise çatışmaların kalbi gibi. Günde 20.000-25.000 insan, karda, kışta, yayan bir şekilde, yarı aç, yarı tok, üstte başta yok, bu tehlikeli dar geçitten, Marinka kontrol noktasında saatlerce bekletilerek geçiyor. İş için, aş için yaşam savaşı için yapılan bu günlük geçişler, yaşayana ölüm gibi. Bölgede yaklaşık 1,6 milyon insanın yerinden yurdundan edilmiş olması, Suriye’den her yere yürüyen 10 milyon mülteci veya hergün Bangladeş’e geçmeye çalışan Rohinyalar yanında azımsanmasın, acı, acı; yaşam savaşı yaşam savaşıdır. Bu uğurda can kaybı ise geride kalanlara çok büyük bir ruh yükü ve gelecek kuşaklara aktarılan intikam yemini. Ayrıca, dünya unutmuş olsa bile Ukrayna milyonlarca insanına mal olan Holodomor’u hiç unutmadı.


Sınırdan Da İçeri Bir Sınır

Doğu Ukrayna’ya da barış ve huzur gelmesi zor. Rusya’ya katılsa da zor; Ukrayna’da kalsa da zor. O insanlar, adının anlamı zaten sınır olan bir ülkedeki, bir başka sınırın garip, çaresiz insanları. AGİT’in Ukrayna’nın içine nüfuz ettiğini en yetkin isimden öğreniyorum. Gözlüyor. doğruluyor ve raporluyorlar. Barış kapasitesi oluşturup, barış getirmek, barışı Rusya’nın istediği gibi “Barış Koruma (Protection)“ veya Ukrayna’nın arzu ettiği gibi “Barış Koruma (Peace Keeping)“ gücü ile yapmak ise Türkçe’de farklılaştıramadığımız bu korumanın kiminle, ne kadar süre ile ve nasıl bir güçle yapılacağı konusunda siyasilere görev yüklüyor. Siyasi irade orada mı? Sanmıyorum. Çünkü Rusya gücünü dallanıp budaklandırma ve eski Rus toprakları üzerinde egemenliğini pekiştirme peşinde. Ukrayna ise, NATO ile flört edeceğim diye uğraşırken sistemi düzelmekle ilgili bir acz içinde günü kurtarıyor. Batı Avrupa ve özellikle AB’nin Doğu Avrupalı üyeleri can derdinde. Batı ise Rusya’yı daha fazla kızdırmamak, yaptırımlarının canlarını azaltmasına çözüm aramak peşinde.


Kasap Ve Keçi’nin Derdi

İşte şimdi biri et, diğeri can derdinde. Ama bu, Donetz bölgesini ne oligarkların yerel zorbalığından, ne de kendilerinin hışmından koruyabiliyor. Günde 3000-4000 ateşkes ihlâli az bir şey değil. AGİT raporluyor, dünya seyrediyor. Siyasiler de habire görüşme üstüne görüşme yapıyor. Çözüm çözümsüzlükte ise bunun sonu duyarsız bir dünyada, Rusya’nın bu bölgeyi ilhakı olabilir. Doğanın bile durgun akan bir Don ırmağı ile yine kayıtsız kalacağı bu bölgede, böylece, Kırım, köprüsüz, geçitsiz doğrudan ana karaya bağlanacaktır. Kıyamet kopar mı? Rusya bunu engellemek için yine Suriye’ye girer, Mısır’dan çıkar ve daha kimbilir nelere neler, ne nükleer proje fikirlerini ortaya saçar. Bu arada bir koca yıl daha, bölge insanı için çözümsüz sona erer.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2776 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1114
TASAM Avrupa 23 650
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Gelecek artık bugün oldu. Günümüz savaşlarında silahlar bir kere ateşlenince kimin nereden ve nasıl vuracağı belli olmayacak, durum hızla tırmanma riski gösterecektir. Füze savaşları ve hassas güdümlü mühimmat kullanımı ile devam edecek ilk dönem farklı platformlar, sensörler ve mühimmat ile destekl...;

Afrika, küresel terör örgütleri El Kaide ve DAEŞ'in rekabet ve savaş alanına dönüşmüş durumda. Bölgedeki zayıf devlet yapıları, etnik ve dini çatışmaların varlığı, ekonomik sorunlar ve sosyal huzursuzluk gibi etkenler, bu örgütler için ideal bir zemin yarattı. ;

27 Eylül 1538’de Haçlı donanmasına karşı kazanılan Preveze Deniz Savaşı’nın gerek icrası gerekse sonuçları çok tartışılmıştır. Basit taktik ve teknik nedenlerden,;

Başlıca ekonomik mega trendler dünya çapında devam etmekte ve giderek daha yıkıcı bir etkiye sahip olmaktadır: Dijitalleşme, karbonsuzlaştırma ve sürdürülebilirliğin yanı sıra sosyal ve demografik değişim, önceki değer yaratma yapılarının giderek daha geçersiz hale gelmesine neden olmaktadır.;

2000 yılından bu yana üç yılda bir dönüşümlü olarak gerçekleştirilen forumlar, Çin – Afrika ilişkilerini kurumsallaştıran iş birliği platformu olarak bilinmektedir. 2006, 2015 ve 2018’deki buluşmalar, Devlet ve Hükûmet Başkanları düzeyindeki yoğun katılımlarla “2006 Pekin Zirvesi ve 3. FOCAC”, “2015...;

2024 yılında dünya altın fiyatlarının uzun dönemde en yüksek seviyelerde seyretmesi, küresel ekonomideki çeşitli faktörlerin etkisiyle açıklansa da, en belirgin etki küresel savaş beklentisi kuşkusuz. Savaş beklentisinin görünen en kolay yansıması kuşkusuz aşırı yükselen altın fiyatları. 2024 yılınd...;

Halen gelişmiş ülkelerin kontrolü altında olan Denizcilik Sektörü gelişmekte olan ülkelerin de gelişmesi ve refah seviyesinin arttırılması açısından önemli bir ekonomik faaliyet alanıdır. Bu sektör Dünya ekonomisi ve ticareti ile çok fazla ilişkili, karmaşık, riskli ve pek de şeffaf olmayan bir ulus...;

Cumartesi günü (27 Temmuz 2024) Golan Tepeleri'ndeki bir futbol sahasına yapılan roket saldırısı, pek çok gözlemcinin İsrail ile Hizbullah arasında topyekûn bir savaşın fitilini ateşleyebileceğinden korktuğu türden büyük çaplı bir olaydı. Çoğunlukla Lübnan-İsrail sınırında olmak üzere dokuz ay süren...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 1

  • 06 Eki 2022 - 06 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.