Kamerun Cumhurbaşkanı Paul Bıya’nın Ülkemize Ziyareti ve Türkiye - Kamerun İlişkileri

Haber

Afrika’nın önde gelen devlet adamlarından Kamerun Cumhurbaşkanı Paul Biya,...

Afrika’nın önde gelen devlet adamlarından Kamerun Cumhurbaşkanı Paul Biya, Dışişleri Bakanı dahil, birçok Bakanın yer aldığı üst düzeyli bir heyet ile ve özel sektör temsilcilerinin iştirakiyle 25 - 28 Mart 2013 tarihlerinde ülkemize resmi bir ziyarette bulunmuştur.

Konuk Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakanımız ve Sayın Meclis Başkanımızla da görüşmüştür.

Paul Biya, Ankara’daki görüşmelerinin ardından İstanbul’a geçerek “gelişen Kamerun - 2035“ programında yer alan büyük projeleri iş çevrelerimize tanıtmıştır.

Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, Mart 2010 yılında bu ülkeyi ziyaret etmişti ve ziyareti vesilesiyle Kamerun’da resmi tatil ilan edilmişti.

Ayrıca, Kamerun Meclis Başkanı da ülkemizi ziyaret etmiş ve karşılıklı parlamento dostluk grupları kurulmuştur.

Paul Biya’nın ziyareti hem Türk - Afrika ilişkileri hem Türk - Kamerun ilişkileri bakımından özel bir önem taşımaktadır.

Afrika’nın diğer önde gelen simalarından Kongo Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sassou N’Guesso’nun 15 Kasım 2012’de Ankara’yı ziyareti nazarı dikkate alındığında, Afrikalı önemli devlet adamlarının ülkemizi ziyaretleri dikkat çekicidir. Bu ziyaretler, Türk-Afrika ilişkilerinin derinleştirilmesi ve genişletilerek, Türkiye’nin Afrika’daki konumunun sağlamlaştırılması ve bu ilişkilerin her alanda geliştirilmesi bakımlarından önem taşımaktadır.

Gerçekten, Afrika’da ve Afrika Birliği içinde sözü geçen, 1982 yılından beri de Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten, 1933 doğumlu, Afrika’nın akil adamlarından Paul Biya’nın ziyareti, Türkiye’ye Afrika’da verilen önemi göstermekte, Türkiye’nin dostluğunun Afrikalılar için arzettiği değeri sergilemektedir.

Ayrıca, bu ziyaret Türk diplomasisinin Afrika’daki etkinliğini, başarısını da ortaya koymaktadır.

Tarihsel açıdan bakıldığında, Kamerun I. Dünya Savaşı sonrası 1919 yılında Milletler Cemiyeti tarafından Fransız ve İngiliz mandası şeklinde ikiye ayrılmıştır. Fransızlar ülkeyi Yaounde’den, İngilizler ise Lagos’tan idare etmişlerdir.

Fransız Kamerun’u 1960 yılında Kamerun Cumhuriyeti adıyla bağımsız olmuştur. İngiliz Kamerun’u da, 1961’de referandum sonucunda, nüfusun üçte ikisini teşkil eden Müslümanların onayıyla, Nijerya’ya katılmıştır.

Kamerun, Orta Afrika’nın giriş kapısı niteliğindedir ve stratejik öneme sahiptir. Yaklaşık 476.000 km2 ve 20 milyon nüfuslu, petrol, doğal gaz, altın, alüminyum, kobalt, boksit ve demir cevheri gibi tabii kaynaklara, aynı zamanda kakao, kahve, pamuk, kauçuk gibi tarımsal zenginliklere de sahiptir. Kamerun’un GSMH’sı 50 milyar ABD Doları civarında olup, fert başına düşen milli geliri ise 2300 ABD Doları’dır. Ülkenin ihracatı, 2012 yılı rakamlarına göre 6.7 milyar ABD Dolar, ithalatı ise 6.6 milyar ABD Doları’dır.

Bu ülke, petrol, kereste, alüminyum, pamuk, kahve ihraç etmekte. Makine, ilaç, gıda ve elektrik teçhizatı ithal etmektedir.

Ülke, Orta Afrika Ekonomik ve Parasal Ekonomik Topluluğu “CEMAC“ üyesi, Orta Afrika Para Birliği “UMAC“a, Orta Afrika Devletleri Bankası “BEAC“a da evsahipliği yapmaktadır.

Kamerun ile ikili ticaretimiz son dönemde % 75 artarak 2012 itibariyle 155.5 milyon ABD Doları’na ulaşmıştır. Türk işadamlarının Kamerun’a yatırımları 3 milyon ABD Doları düzeyindedir. Eser İnşaat şirketi karayolu yapım projesi üstlenmiştir. TOKİ ucuz konut inşaatı projesi ile ilgilenmektedir. Ülkede 250 vatandaşımız bulunmaktadır. Bunların çoğunluğu 6 Türk Okulu’nda görevlidir. Diğerleri Eser İnşaat şantiyesinde çalışmaktadır. Öte yandan, Türk Hava Yolları da Kamerun’a doğrudan uçuşlara başlamıştır.

26 Mart 2013 tarihinde Cumhurbaşkanları huzunda Türkiye ile Kamerun arasında imzalan çeşitli metinler şunlardır:

1) Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı KOSGEB Başkanlığı ile Kamerun KOBİ, Sosyal Ekonomi ve El Sanatları Bakanlığı arasında Mutabakat Muhtırası

2) Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) ile Kamerun Radyo Televizyon Kurumu (CRTV) Arasında İkili İşbirliği Protokolü (Televizyon Alanında)

3) Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile Kamerun Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Arasında Diplomasi Eğitimine, Bilgi ve Belgelerin Değişimine İlişkin Mutabakat Zaptı

4) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kamerun Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayi İşbirliği Anlaşması

5) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kamerun Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Enerji ve Hidrokarbon Alanlarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı

6) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kamerun Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Madenler Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı

7) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti İle Kamerun Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Denizcilik Anlaşması

Ülkemiz ayrıca, 2012-2013 öğrenim yılında Kamerunlulara 35 adet yüksek öğrenim bursu tahsis etmiştir.

Sayın Cumhurbaşkanımızın Kamerun Cumhurbaşkanı’nı kabulünden sonra yaptığı basın toplantısındaki açıklamasından, Sayın Gül’ün görev süresi boyunca 11 Afrika ülkesi Cumhurbaşkanı Türkiye’yi ziyaret ettiği, Sayın Cumhurbaşkanımızın da 10 Afrika ülkesine gittiği anlaşılmaktadır.

Türkiye’nin bugün Afrika’da 34 Büyükelçiliği mevcut olup, bu sayının yıl sonuna kadar artması beklenmektedir. Halen Ankara’da 21 Afrika ülkesinin mukim Büyükelçiliği bulunmaktadır. Birçok Afrikalı ülkenin daha ülkemizde Büyükelçilik açması beklenmektedir.

Bu yılın güz aylarında Türkiye - Afrika İkinci İşbirliği Zirvesi’nin gerçekleşmesi için çalışmalar sürdürülmektedir.

Türk diplomasisinin Afrika’ya verdiği önem çerçevesinde, Paul Biya’nın ülkemize yaptığı bu tarihi ziyaret, Türk - Kamerun ilişkilerini tarihindeki en üst düzeye çıkarmıştır. Ayrıca sözkonusu ziyaret, Kamerun kamuoyu tarafından da yakından takip edilmiş ve olumlu karşılanmıştır.

Paul Biya’nın ve heyetinin ülkemizdeki temasları, imzalanan belgeler, Orta Afrika’nın kapısı niteliğindeki bu ülkeyle daha derin ilişkiler kurulmasının yolunu açarak, Türkiye’nin Afrika’da daha iyi tanınmasına da olanak sağlamıştır. Bu nedenle bu ziyaret, her bakımdan çok yararlı olmuştur.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2782 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1118
TASAM Avrupa 23 651
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Son yıllarda teknolojideki ilerlemeler ve uluslararası serbestleşme faaliyetleri, üretim, tüketim ve finans alanlarında küreselleşmiş bir ekonominin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu küreselleşme sürecinin önde gelen aktörlerinden olan çok uluslu şirketler, birden çok ülkede faaliyet göstermektedi...;

Küresel ekonomide son yıllarda bilhassa Çin, Hindistan ve Endonezya gibi kalabalık nüfusa sahip ülkeler, önemli büyümelerin gerçekleştiği ülkeler olarak göze çarpıyor. Bu ülkeler, küresel ekonomik büyümenin son derece kısıtlı olduğu son birkaç yılda büyümenin itici güçleri arasında yer aldı. Türkiye...;

Soğuk Savaş’ın sona ermesi, Avrupa Arktik Bölgesi için önemli bir dönüm noktası olmuştur. Soğuk Savaş boyunca Arktik, Barents Denizi’nin nükleer silahlı denizaltılar ve yoğun askeri konuşlanmalar için bir operasyon sahası olduğu stratejik bir sınır hattıydı. ;

Makale, Türk dış politikasının şekillenmesinde güvenlik kültürünün önemli bir rol oynadığını incelemektedir. Güvenlik kültürü, uzun dönemli yapısal ve kısa dönemli konjonktürel faktörlerden etkilenir. Uzun dönemli yapısal faktörler arasında Türkiye’nin kurucu ideolojisi, coğrafi koşulları ve tarihse...;

Ortadoğu, Osmanlı hakimiyeti altında dört yüzyıl boyunca barış ve istikrarın hüküm sürdüğü bir bölge olmuştur. Ancak I. Dünya Savaşı’nın ardından bu düzen sona ermiş ve bölge, büyük devletlerin güç mücadelelerinin etkisiyle zayıf, istikrarsız ve geri kalmış bir yapıya bürünmüştür. Soğuk Savaş’ın son...;

Teknopolitik, teknolojinin dünya siyasetinde ve toplumsal yapıda oynadığı yeni rolü anlamak için kullanılan bir kavram. Bu kavram, teknolojinin ekonomik, politik ve kültürel dinamikleri nasıl dönüştürdüğünü ve yeni bir dünya düzeni inşa etmekte olduğunu anlatıyor. Teknoloji, artık sadece bir araç de...;

II. Dünya Savaşı’nın sona ermesi ile birlikte modern istihbarat teşkilleri radikal değişimler yaşamaya başladılar. Her şey de önce istihbarat askerlerin işi olmaktan çıktı ve CIA’nın kurulması ile birlikte istihbaratın barışta da ihtiyaç olduğu kabul edilmiş oldu. 1952’de Sherman Kent’in kurduğu ana...;

Çin’in küresel ekonomik sistemin resmen ve fiilen dışında kalıp güçlendiği yıllarda, uluslararası ticaretin serbestleştirilmesi için büyük bir çaba sarf eden ülkeler, çeşitli yuvarlak masa toplantılarıyla, üzerinde uzlaşılan bir serbest ve adil bir ticaret mekanizması yaratmışlardı. ;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Türkiye - AB İlişkilerinin 60. Yılı ve Geleceği Konferansı

  • 24 Eki 2023 - 24 Eki 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...