Orta Doğu’daki Son Gelişmeler ve Jeostratejik Manzara

Makale

Özetle, Orta Doğu kendi bünyesinde çok büyük zıtlıkları, çok büyük fırsatları ve tehditleri barındıran ve 21. yy güç merkezi olmaya aday bir coğrafyadır....

Özet

Özetle, Orta Doğu kendi bünyesinde çok büyük zıtlıkları, çok büyük fırsatları ve tehditleri barındıran ve 21. yy güç merkezi olmaya aday bir coğrafyadır. Eğer bu zıtlıklar iyi yönetilebilirse başarılı olma şansı çok yüksektir. Fakat bu zıtlıklar ve farklılıklar dışarıdan yahut bölge içi aktörlerin birbirleri ile olan anlamsız rekabetinden dolayı manipüle edilirse Bölge’nin geleceğinde beklenmedik sonuçlarla karşılaşılabilir. “Orantılı risk, karşılıklı bağımlılık“ olarak tanımladığımız temel anlayış içinde Türkiye ve Orta Doğu ülkelerinin ilişkilerinin duygusal düzeyden çok, daha pragmatik, daha derinlikli inşa edilecek alanlara doğru yönelmesi gerektiği kanaatindeyim. Çünkü dünyadaki gelişmeleri ve bölgemizdeki gelişmeleri doğru okuyabilirsek bundan dost ve kardeş ülkeler olarak hep birlikte daha da güçlenip önümüzdeki gelişmeleri fırsata çevirerek çıkma imkanı bulabileceğiz.

Anahtar Kelimeler: çok kutupluluk, entegrasyon, mikro milliyetçilik, çok boyutlu güvenlik, kimlik politikaları, insan kaynakları

Tarihî Arka Plan

Arap Devrimlerinin bir bahara dönüşebilmesi, güncelin geçmiş ve gelecek arasında doğru konumlandırılmasıyla mümkün olabilir. Sahadaki aktörler değişmekle birlikte değişmeyen güç dengeleri ve çıkar ilişkileri sürgit devam etmektedir. “Orta Doğu“ demek durumunda kaldığımız bölgemiz, tarihî devridaimler döngüsünün bir yenisini yaşıyor görünmektedir. İslâm’ın bu bölgedeki ilerleyişi birkaç yüzyıl arayla iki büyük gücün Bölge’ye saldırısına yol açmıştır. 11. yüzyılın sonunda Bizans’ın davetiyle alevlenen Haçlı orduları uzun yüzyıllar Bölge’ye batıdan saldırarak kan, istikrarsızlık ve sıkıntılara yol açmıştır. Bunun ardından 13. yüzyılda Moğol saldırısı Bölge’ye doğudan yeni bir istikrarsızlık ve yıkım getirmiştir.

Haçlı istilaları ile sarsılan coğrafya tam bu sıkıntının aktif akınlarından nefes aldığını sanırken bu kez diğer yönden Moğol istilaları ile karışıklık yaşamıştır. Bunlar olurken Bölge’de bulunan Ermeniler gibi Hıristiyan ve diğer bazı yerel unsurlar bu yeni istilacılarla kendi tarihî çerçeveleri içinde yakınlaşmışlardır.

Haşhaşiler gibi terör odaklı, din görünümlü bir örgüt ise ilginç bir şekilde değişik odaklarla temasa geçmekten geri durmamıştır. Bazen Haçlıların yanında yer alırken bazen de karşı tarafta yer almıştır. Kendi merkezi gücünü kuramayan ve merkezi asabiyesini bölgesinde kabul ettiremeyen her güç gibi, denge oyunlarına giren bu yapılar bazen orada bazen burada kendi otoritelerini sınırlayan Bölge güçlerine karşı kara ittifaklara girişmişlerdir. Bütün bunlar yaşanırken Bölge’de Eyyubiler gibi yerel güçlerle başlayan karşı harekât; önce gelen bu saldırıları durdurmuş, zaman zaman püskürtmüş, Haçlı ve Moğol varlığına karşı nihai darbeler indirmiştir. Böylece Bölge tarihin dışına itilmek ve nesneleşmekten kurtarılarak varlığını kendi kimliği ile sürdürebilmiştir. Modern dönemde ise Bölge’de ve dünyada değişen siyasi, ekonomik ve teknolojik değişimlere binaen yeni güç merkezleri ve dengeleri oluşmuştur.

Geçmişe dair bu tespiti güncele aktararak devam ettiğimizde; modern zamanlar dediğimiz çağlarda Bölge’nin artık batı ve doğudan yeni tehditlerle kendi varlığını yaşayamaz hale gelerek tarih dışı kaldığını söyleyebiliriz. Sanayi Devrimi ile kapitalist ve emperyalist bir veçhe kazanan İngiliz gücü bu yeni zamanda “Batı“ denilen kavramın ilk habercisi olarak Bölge’ye ve ötesine dair planları tahakkuk ettirmek sureti ile 19. yüzyılın başından itibaren Bölge’yi kontrolü altına almaya başlamıştır. Fransa’dan bir adım öne geçen ve Bölge’de mevzi kazanan İngilizler daha önde ve hızlı hareket şansı bulmuşlardır.

Görüleceği üzere “Orta Doğu“daki dostluklar da düşmanlıklar da sanıldığı kadar yeni ve değişken değildir. Bölge’de yer alan ayrılıkçı unsurlar, yaşanan Haçlı Seferleri ve Moğollarla yaşanan acı olaylarda ortaya çıkan ittifakların yansımaları gibidirler. Bugün oluşan güç dengeleri ve aktörler seviyesinde yaşanan mücadelenin aktüel görüntüsünün perde arkasına bakıldığında çok yaşlı yüzler ve eski hesapların ortaya çıkması kimseyi şaşırtmamalıdır. “Bugünün dünden farkı nedir?“ diye sorulursa cevap çok basittir. Dünün Bölge’deki süper devletleri bugün yoktur. Dün Bölge’de özne rolü üstelenecek, kendi kimliği, ekonomisi ve varlığı ile olup bitene kendince müdahale edebilecek güçler varken bugün ancak ittifaklarla olaylara müdahale şansı bulunan bir siyasi manzara söz konusudur. Bir bölgenin tarihî potansiyelleri ve zaafları iyi tahlil edilmedikçe tarihî ve kültürel kodlar ihmal edilerek güncel gelişmeler üzerinden inşa edilecek her siyaset, derin bağların ve köklerin darbesini yemeye mahkûm olacaktır.

Makalenin Türkçesi için Tıklayınız

Makalenin İngilizcesi için Tıklayınız

Makalenin Arapçası için Tıklayınız

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2782 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1118
TASAM Avrupa 23 651
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Soğuk Savaş’ın sona ermesi, Avrupa Arktik Bölgesi için önemli bir dönüm noktası olmuştur. Soğuk Savaş boyunca Arktik, Barents Denizi’nin nükleer silahlı denizaltılar ve yoğun askeri konuşlanmalar için bir operasyon sahası olduğu stratejik bir sınır hattıydı. ;

Küresel ölçekte bir “Türkiye Markası“ olan 10. İstanbul Güvenlik Konferansı (İGK) 2024, TASAM Millî Savunma ve Güvenlik Enstitüsü (MSGE) tarafından “Teknopolitik Yeni Dünya Güvenliğin Güvenliği: Akıl, Nesil, Aile, İnanç ve Devlet Güvenliği“ ana teması altında 21-22 Kasım 2024 tarihinde İstanbul’da W...;

Makale, Türk dış politikasının şekillenmesinde güvenlik kültürünün önemli bir rol oynadığını incelemektedir. Güvenlik kültürü, uzun dönemli yapısal ve kısa dönemli konjonktürel faktörlerden etkilenir. Uzun dönemli yapısal faktörler arasında Türkiye’nin kurucu ideolojisi, coğrafi koşulları ve tarihse...;

Ortadoğu, Osmanlı hakimiyeti altında dört yüzyıl boyunca barış ve istikrarın hüküm sürdüğü bir bölge olmuştur. Ancak I. Dünya Savaşı’nın ardından bu düzen sona ermiş ve bölge, büyük devletlerin güç mücadelelerinin etkisiyle zayıf, istikrarsız ve geri kalmış bir yapıya bürünmüştür. Soğuk Savaş’ın son...;

Dünya sanki “delilik yürüyüşü“ne çıktı. “Topal ördek“ Biden ve ABD’nin dümen suyundaki İngiltere ile Fransa, Ukrayna’ya, Rusya’yı uzun menzilli ABD ve İngiliz-Fransız füzeleriyle vurma izni verdiler. Putin de Nükleer Doktrin’i, Rusya’nın nükleer veya konvansiyonel füzelerle vurulması halinde, sadece...;

Teknopolitik, teknolojinin dünya siyasetinde ve toplumsal yapıda oynadığı yeni rolü anlamak için kullanılan bir kavram. Bu kavram, teknolojinin ekonomik, politik ve kültürel dinamikleri nasıl dönüştürdüğünü ve yeni bir dünya düzeni inşa etmekte olduğunu anlatıyor. Teknoloji, artık sadece bir araç de...;

Küresel ölçekte bir “Türkiye Markası” olan 10. İstanbul Güvenlik Konferansı (İGK) 2024, TASAM Millî Savunma ve Güvenlik Enstitüsü (MSGE) tarafından “Teknopolitik Yeni Dünya Güvenliğin Güvenliği: Akıl, Nesil, Aile, İnanç ve Devlet Güvenliği” ana teması altında 21-22 Kasım 2024 tarihinde İstanbul’da W...;

İçinde bulunduğumuz dönem askeri güçler bakımından eski yapıların çöktüğü, kimisi kalıcı kimisi geçici olan yeni yapıların ortaya çıkıp hayatta kalabilmek için yarıştığı bir dönemdir. Yeni teknolojiler; silahların menzilini artırmakta, reaksiyon süresini azaltmakta ve insan kapasitesini aşacak şekil...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Türkiye - AB İlişkilerinin 60. Yılı ve Geleceği Konferansı

  • 24 Eki 2023 - 24 Eki 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...