Son defa Brüksel’de yapılan NATO Dışişleri Bakanları toplantısı sonunda ( 8 Aralık ), basına yaptığı açıklamada, Genel Sekreter Anders F. Rasmussen, Suriye’ye hiçbir şekilde müdahele niyetinde olmadıklarını ifade etmiştir. Rasmussen sözlerini biraz daha açarak, Suriye’ye müdahele için şartlar da ileri sürmediklerini kaydetmiş ve şayet Arap baharı sürecindeki ülkelerden, otokratik sistemden demokrasiye dönüşümde NATO’dan yardım istenirse, buna da hazır olduklarını bildirmiştir.
İttifak adına Genel Sekreterin bu açıklaması, Suriye ile ilgilenen tüm taraflar için herhalde bir flaş olsa gerek.
Kosova deneyiminden sonra, Libya’da müdaheleye adeta gönüllü davranan NATO, anlaşılan, bu defa Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinden, usül olsun diye, benzer bir kararın çıkabileceğinden pek emin olamamaktadır. Bölgedeki belirgin İran sorunsalı dışında, Birleşmiş Milletlerde Rusya ve Çin faktörü ağır basmışa benziyor.
Böyle olmuş olsa dahi, Örgütün Suriye meselesine kendi açısından bir nokta koymuş olması, Teşkilatın, başta ABD, Fransa, İngiltere ve Türkiyemiz olmak üzere, üyeleri bakımından çok önemli bir mesajdır. Ayrıca bu karar, Suriye ile ilgili olarak şimdiye kadar alındığı ilan edilen önlemlerin de bir bakıma içini boşaltmaktadır. İttifak olarak değil, fakat ferden, daha çok Suriye ile olan ikili ilişkilere göre alınmış olan önlem kararlarının, son açıklama üzerine, bundan sonra hangi tenör ve ölçüde uygulamaya konulacağını da, aşikar, zaman gösterecektir.
Suriye’ye silahlı müdahele böylece gündemden çıkınca, geriye, yaptırımlara mukabil yaptırım yarışması veya mücadelesi kalıyor. Netekim Suriye’ nin bize karşı aldığı bazı önlemlerin özellikle bölge ve civar illerimizdeki ticareti olumsuz yönde etkileyen sonuçlarını gazetelerde okuyoruz.
Bu karşılıklı restleşmeler ne kadar sürer ?, bilinmez. İki ekonomiyi kıyaslamaya bile gerek olmadığına göre, sonunda elbette Suriye bundan zararlı çıkacaktır. Ancak Suriye’deki Devlet ağırlıklı ekonominin zararı o kadar önemli olmayabilir. Bizim özel sektörün zararını tolere etmemiz ise, o kadar kolay olmayabilir.
Bu durumda, Suriye’yi nihayetinde yola getiremeyecek nitelikteki önlemlere, acele edip, başlamasa mıydık ?