Stratejik Rapor No: 5, Nisan 2005
Sunuş
Diaspora kelimesi, özel olarak Musevilerin ana yurtlarından ayrılarak yabancı ülkelerde yerleşen kolları için kullanılırken, genel olarak herhangi bir milletin yurdundan ayrılmış başka bir ülkede yaşayan kolunu ifade etmektedir. Diaspora, çeşitli sebeplerle yaşanan göçler sonucunda başka bir ülke sınırları içerisinde yaşayan fakat ayrıldığı ülkesi ile bağlarını korumaya devam eden etnik azınlıklar olarak da ifade edilebilir. Musevi diasporasından sonra dünyada en bilinen diasporalar Çin, Ermeni, Rum ve ‹talyan diasporalarıdır. Diasporalar ilk olarak, bulundukları ülkelerde ait oldukları milletin etnokültürel ögelerini korumayı amaç edinir. Bulundukları ülkelerde varlıklarını sürdürmek için sosyo-ekonomik altyapılarını güçlendirme yoluna giderler. Bütün bu aşamalardan sonra diasporanın korunması için en uygun sosyo-politik şartların oluşturulması aşaması gelir. Nihai olarak, diasporalar çıkarlarını korumak amacıyla kurumsal organları vasıtasıyla lobicilik faaliyetlerine başlarlar ve bulundukları ülkelerdeki karar alma mekanizmalarını kendi çıkarları için etkileme ve yönlendirme çalışmaları yaparlar.
Dünya üzerindeki en aktif diasporalar olarak Musevi, Rum ve Ermeni diasporaları gösterilebilir. Bunlar, sahip oldukları nüfus, ekonomik güç ve etkili sivil toplum kuruluşları vasıtasıyla özellikle ABD ve Avrupa’da yaşadıkları ülkelerin idari kadrolarını etkileyebilmekte ve kendi çıkarları için onları yönlendirebilmektedirler. Sık sık basın-yayın organlarında dile getirilen “Musevi Lobisi“, “Rum Lobisi“ ve “Ermeni Lobisi“ gibi terimler aslında diasporaların meydana getirdikleri ve kontrolleri altında tuttukları gruplardır. Amaçları, yaşadıkları ülkelerde kendi çıkarlarını ve ana yurt olarak kabul ettikleri ülkelerinin çıkarlarını koruyup kollamaktır. Baskı grupları olarak da nitelendirebileceğimiz lobiler, bağlılık ilişkisi içinde oldukları diasporanın sahip olduğu oy ve ekonomik güç gibi silahları amaçları için kullanma yoluna giderler.