Enerji Diplomasisi Çalıştayı | SONUÇ RAPORU

Haber

TASAM (Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi) tarafından yüksek katılım ve yüksek başarı ile gerçekleştirilen “Global Sivil Diplomasi İnşası Zirvesi SİVİL GLOBAL 2016”...

SİVİL GLOBAL PROGRAMI | SEKTÖREL DİPLOMASİ KANALLARI
ENERJİ DİPLOMASİSİ ÇALIŞTAYI
SONUÇ RAPORU

TASAM (Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi) tarafından yüksek katılım ve yüksek başarı ile gerçekleştirilen “Global Sivil Diplomasi İnşası Zirvesi SİVİL GLOBAL 2016“ kapsamındaki “Sektörel Diplomasi Kanalları“ altında 22 Nisan 2016 tarihinde İstanbul’da yapılan “Enerji Diplomasisi Çalıştayı“; Zirve’nin “Potansiyelin Keşfi: Kapasite Yönetimi ve Derinleşme“ olarak belirlenen ana temasına hizmet edecek şekilde, uluslararası alanda işbirliği imkânlarının proaktif yaklaşımlarla geliştirilmesine çok yönlü faydalar ve önemli katkılar sunmak üzere oldukça verimli geçmiştir. İlgili uzmanlar, akademisyenler ve STK yöneticilerinin katılımı ile icra edilen Çalıştay’da öne çıkan tespit ve değerlendirmeler özetle aşağıda derlenmiştir:

1. Enerji, son yüzyılın en önemli yaşam ve güç kaynağıdır. Sanayi Devrimi; enerjinin, makineler vasıtasıyla yoğun bir şekilde kullanılmasıyla başlamıştır. Önce kömür, daha sonra petrol, doğalgaz, nükleer, yenilenebilir kaynaklar vb. şeklinde kullanılan enerjinin ve enerji diplomasisinin önemi her geçen gün daha da artmaktadır. Literatürde çok eskiye dayanmasa da en az yüz senelik bir geçmişi vardır.

2. Enerji kaynakları dünyaya eşit dağılmamıştır. Uluslararası uyuşmazlıkların, savaşların ve uluslararası bağlantıların çoğunun sebebi enerjidir. Dünya Savaşları’nda, Soğuk Savaş’ta ve sonrasındaki çatışmalarda Orta Doğu, Afrika, Kafkasya gibi ülkelerin enerji kaynakları üzerinden çatışmalar çıkmıştır.

3. Küreselleşen ekonomik sistemde enerji başat kaynaklardan ve siyasi/ekonomik hegemonyanın belirleyici unsurlarındandır.

4. Fosil kaynakların - özellikle kömürün - kullanılmaya başlanmasıyla “diplomasi“ kavramının yoğun olarak kullanılması eşzamanlı olarak başlanmıştır.

5. 1880’lerden itibaren “jeopolitik“ kavramının kullanılmasıyla beraber “enerji“ kavramı devletlerin uluslararası siyasetinde belirleyici bir konuma oturmuştur. Aynı zamanda artık günümüzde “güvenlik“ kavramının da birlikte ele alınması gerekmektedir.

6. 19. yüzyılda Avrupa’da yaşanan savaşların ve daha sonra 1. ve 2. Dünya Savaşlarının en temel nedenlerinden biri kömür ve petrol kaynaklarının paylaşılamamasıdır. Soğuk Savaş döneminde petrol şirketlerinin millîleştirilmesi, OPEC’in ve IEA (Uluslararası Enerji Ajansı)’nın kurulması uluslararası ilişkiler üzerinde belirleyici rol oynamıştır. Günümüzde de Orta Doğu, Kuzey Afrika, Kafkasya ve Orta Asya üzerindeki küresel güç mücadeleleri, bu bölgelerin küresel enerji kaynaklarının büyük bölümünü barındırmasıyla yakından ilgilidir.

7. Petrolün “insan medeniyetine“ enerji manasında getirisi olmasına rağmen insaniyet bağlamında çok büyük darbeleri olmuştur.

8. Petrol ülkelerin yapısını da etkilemiştir. Örneğin, Körfez bölgesinde petrol şehirleri oluşmuştur. Rantiye devleti dediğimiz yapı oluşmuştur. Özellikle Arap yarımadasındaki birçok devlet buna örnektir.

9. Enerji, küresel ekonominin en temel unsurudur. Bu nedenle küresel güçler sadece kendi ülkelerinin ve müttefiklerinin ihtiyacı olan enerjinin arz güvenliğini garanti altına almayı değil, aynı zamanda bu önemli hammaddenin akışını küresel düzeyde kontrol ederek küresel ekonomik ve siyasi hegemonyalarını güvence altına almayı da hedeflemektedirler. Öyle ki, enerji kaynaklarının hangi para birimi aracılığı ile transfer edileceği bile bu bağlamda büyük önem taşımaktadır.

10. Türkiye, dünyadaki kanıtlanmış petrol ve doğal gaz rezervlerinin yüzde 70’inin bulunduğu bir coğrafya ile dünyada en fazla enerji tüketen ama enerji kaynakları bakımından dünyanın en yoksun bölgelerinden olan Avrupa kıtası arasında yer almaktadır. Üstelik Rusya, Kafkasya ve Orta Asya enerji kaynaklarının küresel piyasalara arzında da enerji transferi için en uygun geçiş noktalarından birini teşkil etmektedir.

11. Kullandığı enerjinin yüzde 65’ini ithal eden, doğu-batı ile kuzey-güney istikametlerinde en önemli küresel enerji nakil güzergâhları üzerinde yer alan ve enerji terminali olmayı hedefleyen Türkiye’nin sadece enerji güvenliği bakımından değil, bölgesel ve küresel düzeyde ekonomik ve siyasi etkinliğini koruması ve artırması bakımından da enerji diplomasisi alanında uzun vadeli strateji ve politikalar geliştirmesi kaçınılmaz bir ihtiyaçtır.

12. Türkiye, enerji üretimine ağırlık vermelidir. Enerji güvenliği meselesinde ise jeopolitik konumu üzerinden bir “enerji diplomasisi“ oluşturmalıdır.

13. Enerjide dışa bağımlılık, dış politikada kırılganlığa sebebiyet vermektedir. Türkiye, enerjide dışa bağımlı bir ülke olarak nükleer enerjiye öncelik vermelidir.

14. Türkiye’de, yenilenebilir kaynaklara geçiş yapılabilirlik üzerine Ar-Ge’ye ağırlık verilmesi mecburidir. Bu konu Türkiye’nin en büyük eksikliklerinden biridir.

15. Türkiye enerji meselesinde ve teknoloji meselesinde uzun seneler boyunca baltalanmıştır. Bu komplo teorisi değil hakikat olarak görünen bir meseledir.

16. Türkiye enerji kaynaklarını çeşitlendirmelidir. Artık geç kalınmış olsa da bir zorunluluk hâline gelen nükleer enerjiyi kendi çabalarıyla üretmelidir.

17. Enerji kaynakları değişmek üzeredir. Yenilenebilir kaynaklar üzerine araştırmalar yapılmaktadır. Yenilenebilir kaynakların kullanımını ve verimini artırmaya yönelik çalışmalar vardır. Ayrıca yeni fosil yakıtların da olabileceğinden ve kullanıma açılabileceğinden söz edilmektedir.

18. Yeni enerji kaynaklarının (yenilenebilir enerji, kaya gazı ve petrolü, nükleer vb) geliştirilmesi uzun vadede geleneksel enerji diplomasisinin seyrini ve niteliğini değiştirmeye adaydır. Bu nedenle enerji diplomasisi ile ilgili faaliyetlerde enerji alanındaki yeni eğilimlerin de göz önünde bulundurulması gerekmektedir.

19. Sonuç olarak; “enerji“ uluslararası ilişkilerde temel belirleyicilerden biridir. Gelişen teknolojiyle birlikte yeni fosil kaynaklar ile yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımına önem gösterilmelidir. Enerji güvenliği meselesinde de dışa bağımlılığın önüne geçilmesi gerekmektedir. Tüm aktörleri kapsayan, merkez çevre katmanları olan “enerji diplomasisi“ konseptine olan yapısal ihtiyaç; enerji arz güvenliği, güvenlik ve dış politika açısından yaşamsal önceliklerden birisidir.
22 Nisan 2016, İstanbul
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2711 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1078
Avrupa 22 637
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1381 ) Etkinlik ( 53 )
Alanlar
Balkanlar 24 293
Orta Doğu 23 608
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 3 184
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 77 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 19 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2042 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2042

İnsanoğlunun doğal yaşam ortamı karalardır. Ancak, dünyanın büyük kısmı denizlerle kaplı olup deniz insanoğluna refah, zenginlik ve güç getirecek özelliklere sahiptir. Bu açıdan bakıldığında insan toplulukları, doğal olarak, sosyolojik gelişmelerinin her aşamasında evvela doğal yaşam ortamları olan ...;

Ukrayna’da Rusya’nın yakın zamanda büyük bir saldırı gerçekleştireceği haberlerinden ABD’nin Ukrayna’yı son ana kadar destekleyeceğini deklare etmesine kadar karmaşık ve belirsiz bir durum söz konusu. Rusya ile “sınırsız dostluğu“ bulunan Çin ise bu karmaşık durum karşısında pozisyon belirlemeye çal...;

Çağımızda, ülkeler arasındaki ilişkilerde konjonktüre bağlı olarak meydana gelen değişimler sonucunda, klasik diplomasi yöntemlerinin yanında yeni kavramlar da ortaya çıkmıştır. Diğer ülke yönetimlerini ve uluslararası örgütleri etkilemek hedefiyle birlikte, yabancı kamuoyunu da etkilemek ihtiyacı d...;

TASAM Staj Programı; katılımcıların akademik çalışma yetkinliği kazanmasına destek olarak kaynaklara ulaşma, bilgi toplama ve iletişim gibi konularda mevcut yetenek ve özelliklerini geliştirmelerini amaçlamaktadır. TASAM’ın mevcut çalışma alanları kapsamında değerlendirilecek stajyerlerin, bu alanla...;

Türk siyaset hayatında kamplaşmaya yol açan yaşam tarzı çatışmasının psikolojik, sosyopsikolojik yönü başta olmak üzere tarihin derinliklerinden gelen faktörlerle çeşitli açılardan sorgulanmasına hasredilen kitap 160 sayfadan oluşuyor. ;

Dünyadaki en güçlü ve etkili istihbarat servisleri açısından merak edilen en önemli konuların başında, Çin’in Afrika’daki askeri ve siyasi stratejik planları gelmektedir. Afrika madenleri ve enerji yatakları Çin’in bu kıtaya yönelmesinde temel etkendir. ;

İçinde bulunduğumuz çağda, teknolojinin gelişmesi neredeyse her alanda daha önce görülmemiş değişikliklere ve gelişmelere yol açmıştır. Denizcilik faaliyetleri de teknolojik gelişmelerden etkilenmektedir. Otonom gemilerin geliştirilmesiyle birlikte kullanımına yönelik test aşamaları hızlanmaktadır.;

Göç, ulus-devletlerin düzenlemesi ve kontrol altında alması gereken bir 21. yüzyıl gerçekliği midir? Bu sorunun yanıtına farklı Uluslararası İlişkiler (Uİ) teorilerinden görece farklı yanıtlar verilebileceği düşünülse de ortak bir kabule varılabilir: Uluslararası göçün düzenlenmesi. Göç ve güvenlik ...;

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...