Tunus'ta Eğitim Sistemi

Makale

Bu kongrede sunulmak üzere hazırladığım tebliğ çerçevesinde, gücümüz yettiği kadarıyla, İslam dünyasındaki eğitim ile ilgili tablonun netleştirilmesi-ne katkı sağlamaya çalışmaktayız. Konuşmamızın başında uluslararası ve böl­gesel ortamlardaki gelişmeler nedeniyle konunun ne kadar önemli ve nazik ol­duğunu belirtmemiz gerekmektedir....

Bu kongrede sunulmak üzere hazırladığım tebliğ çerçevesinde, gücümüz yettiği kadarıyla, İslam dünyasındaki eğitim ile ilgili tablonun netleştirilmesi-ne katkı sağlamaya çalışmaktayız. Konuşmamızın başında uluslararası ve böl­gesel ortamlardaki gelişmeler nedeniyle konunun ne kadar önemli ve nazik ol­duğunu belirtmemiz gerekmektedir. Eğitim günümüzde insanlığı derinlemesi­ne etkileyen sorunlar arasında, öncelikli bir konuma gelmiş bulunmaktadır. Bunun bir takım nedenleri vardır:

  1. Eğitim ile kalkınmayı sağlayan koşullar arasındaki yakın ilişki. Bu bağlılığın sosyal, kültürel ve ekonomik olmak üzere farklı yönleri bulunmak­tadır;
  2. Yeni itibari artık değerlerin "beşeri sermaye"den nasıl yararlanılacağı­nı belirler hale gelmesi,
  3. "Bilgi toplumu" düşüncesinin eğitim manzumesi ile olan yakın ilişki­si ve bunların mekanizmaları arasındaki diyalektik ilişki;
  4. Kapsamlı bir kültürel uyanışın, eğitim ile ilgili düzenlemelerin düzeyi ile doğru orantılı bir ilgileşim içerisindeki bilimsel devrimin tam anlamıyla gerçekleştirilmesine bağlı olduğunun bilinen bir gerçek olması.

Bu gibi nedenlerden dolayı, eğitim bölgesel bir mesele olmaktan çıkmış, uluslararası bir mesele haline gelmiştir. Önemi artmış ve çok boyutlu bir me­seleye dönüşmüştür. Sonunda olaylar ve gelişmeler İslam'ı uluslararası düzey­de gerçek bir güvenlik mücadelesinin içine taşımıştır.

Tunus ta başından, İslami birinci yüzyıldan bu yana "eğitim ile ilgili" bir geleneğe marifet bilincine sahip olmuştur. Bu da, Kayravan'da bir medrese kuran Ağâlibe'nin çabaları sonucunda olmuştur. Daha sonra başkent Tunus, Zeytûniye Üniversitesi çevresinde oluşan öğretim manzumesi sayesinde, eği­timle ilgili uyanışın beşiği olmuştur. Zeytûniye üniversitesi ise Kahire'deki el-

Ezher Üniversitesi ile Fas'taki Karviyyîn Üniversitesi arasındaki orta halkayı teşkil etmiştir.

Tunus ile birlikte batı Cezayir'in bir bölümünü de içine alan "İfrikıyye" bölgesinin tecrübe ettiği değişken siyasi tarih sosyal doku düzeyinde kendine özgü bir tarz ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle, bölgede diğer Arap ülkelerinden hiçbirinde görülmeyen istisnai bir istikrar ortamı hâkim olmuştur. Bölge erken dönemde Araplaşmış ve bu durum bölgedeki tüm kabileleri etkisi altına almış­tır. Süreklilik unsuru olan dil de böyle olmuştur. Daha sonra [toplumun] inan­cı da Ehl- Sünnet'in İslam anlayışı ve İmam'ı Malik'in içtihatları çerçevesin­de istikrara kavuşmuştur. Bu şekilde Tunus tüm yönleri ile bir tecanüs (homo­jenlik) örneği haline gelmiştir; Arap, Müslüman, Sünni ve Maliki bir halk. Tu­nus bu dörtlünün dışına -ne dil olarak, ne din olarak ne mezhep olarak- ileri­de göreceğimiz üzere, onda bir gibi çok az bir bölümü hariç, hiçbir zaman çık­mamıştır.

Fransızlar Tunus'u 1881 - 1956 yılları arasında işgal altında tutmuşlardır. İşgal ile birlikte öğretim [sistemi] geçmiş nesillerden devralınan miras sistem ile Fransızların kendi kültürlerine ve dillerine hizmet etmesi için getirdikleri Franko - Arab sistem arasında dağılmıştır. Miras öğretim sistemi Nafi' kıraa­ti ve Kâlûn rivayeti üzere Kuran öğreten Ketâtîb, Kuran medreseleri adı veri­len, çocuklara farklı [dini] bilgilerin verildiği ve miras boyasının ağır bastığı medreseler ve Zeytûniye Üniversitesi'ne nispetle Talim-i Zeytûni adı verilen faaliyetler çerçevesinde temsil edilmekteydi.

İşgalin ardından, Hüseyni ailesinden Bay'lar (el-Bâyât) hanedanı kontro­lünde bulunan hükümdarlık yetkilileri Fransız kültürü ile Arap kültürü karışı­mı bir eğitim sistemi ihdas ettiler. Es-Sadık Bây 1905 yılında kendi ismiyle anılan Es-Sadıkıyye medresesini kurdu. Sömürgeden bağımsızlık kazanma sa­vaşını yürüten siyasi elit işte bu Es-Sadikî eğitim nizamından mezun olmuş ve bu elit 1956 yılında da ülkeye bağımsızlığını kazandırmıştır.

Bağımsız devletin ilk giriştiği işlerden biri tevhid-i talim (öğretimde bir­lik, tevhid-i tedrisat) olmuş ve devlet klasik eğitim ile modern eğitim arasında bir yol izlemiştir. Böylece bir bakıma Zeytunî eğitim sistemini geliştirmeye, Arapça İslami eğitim ile bağlantılı olarak modern eğitimi yeni eğitim sistemi içerisine enjekte etmeye çalışmıştır.

Bağımsız devletin tercihlerinden biri de, İslam kültürü konusundaki cü­retkâr girişimleri olmuştur. Bu girişimler 13 Ağustos 1956'da yayımlanmaya başlayan Mecelletü'l-Ahval eş-Şahsiyye'de ve modern çağın gereklikleri öl­çüsünde ibadetler konusunda içtihadın yenilenmesi gerektiğine dair ileri sürü­len görüşte somutlaşmıştır. Bu görüşler sömürgeden gelecek yeni kötülüklere karşı, başlamış bulunan kültürel uyanışın tek başına bir güvence teşkil ettiğini ileri sürmekteydi.

Tunus bağımsızlığın ardından eğitime çok büyük yatırımlar yapmıştır. Tunus'un eğitim politikaları üç sütun üzerine inşa edilmişti. İlk olarak, bütçe­den eğitime en büyük pay (%31,5) tahsis edilmişti. Bu bağlamda 1960 yılında Tunus Üniversitesi'nin kuruluşu için girişimler başlatıldı. Öğretimi yaygınlaş­tırma ve ikili öğretimin kapılarını tüm erkek ve kız öğrencilere açma çalışma­ları yapıldı. Tunus'taki eğitim sistemi insani, sosyal ve sayısal farklı ilim dal­larında, teknik ve teknolojinin farklı yönlerinden yararlanmada çağın yenilik­lerini getirme konusunda önüne çıkan engelleri kaldırmaktan bir an bile geri kalmadı. Son yıllarda Tunus hükümetinin bu alanda yaptığı en önemli yatırım­lardan biri de, bilişimin tüm öğretim seviyelerinde yaygınlaştırılması için gö­rülmemiş düzeyde kaynak aktarılması olmuştur. Bu bağlamda, bilgi toplumu mekanizmalarında yer alma çabaları tamamlanmış ve "Yarının Okulu için Uy­gulama Planı: 2002 -2007" biçiminde ifade edilen parola ile duyurulmuştur.

Kuzey Batı Afrika'da yer alan Tunus tarihin çeşitli dönemlerinde strate­jik bir konumu temsil etmiş; kültürel evliliklere, etnik karışıma ve medeniyet­ler arası etkileşime ev sahipliği yapmıştır. Tunus'un coğrafi büyüklüğü 163.610 kilometrekareyi geçmemektedir. Bu coğrafyanın yaklaşık %40'lık bölümü çöl ve çorak arazidir. Nüfusu 10.005.000'tir. Nüfus artış hızı %1, 08'dir. Şehre göç aralıksız sürmektedir ve şu an şehirli nüfusun oranı %64'tür. Sadece başkent Tunus'ta 2.300.000 kişi yaşamaktadır. Sahil şeridi 1998 kilo­metreye ulaşmaktadır. Arapların nüfus içerisindeki oranı %98 olduğu gibi, Müslümanların oranı da %98'dir. Yahudi ve Hıristiyan azınlıklar da birlikte yaşamaktadırlar. Arapça konuşanların oranı ise %99'dur. Arapça ile birlikte Berberi dilini konuşanların oranı %1'dir.

Tunus'ta eğitim sistemi üç aşamalıdır. İlköğretim on, ortaöğretim ise dört yıldır. Ardından yüksek öğrenim gelmektedir. Onatlı yaşına dek eğitim zorun­ludur. Altı yaşındayken eğitim almakta olan çocukların oranı %99, on bir ya­şına erişenlerin katılım oranı %97,3, on altı yaşına erişenlerin katılım oranı ise %90,5'tir. On iki ile on sekiz yaşlan arasında eğitime katılanların oranı ise %76,1'dir. İlk ve orta öğretimde eğitim gören öğrenci sayısı 2.142.132'dir. Bunlardan 1.053.416'sı ilköğretimde, 1.088.816'sı ise ortaöğretimdedir. Dev­letin eğitim faaliyetlerine özel sektör de katılmaktadır. Özel sektörde eğitim gören öğrenci sayısı 25.748'dir. Bunlardan 15.406'sı ilköğretimde, 10.342'si ise ortaöğretimdedir.

Yüksek öğrenime gelince, Arap - İslam ülkeleri arasında Tunus liseden mezun olan her öğrencinin - ki, Tunus'ta bunlara Bakalorya denir- üniversite­ye devam etmesini garanti altına ülkeler arasındadır. Öğrencilerin üniversite­ye kabulü, denklik ve hak etme önceliğine dayalı bir yön belirleme sistemine göre yapılmaktadır.

Tunus'ta şu an hükümete bağlı 12 üniversite bulunmaktadır. Özel sektö­re bağlı ise 20 kuruluş vardır. Hükümete bağlı üniversiteler 394.000 öğrenci­ye hizmet vermektedir. Bunlardan her yıl 69.000 öğrenci mezun olmaktadır. 20 -24 yaşları arasındakilerden yüksek öğrenime devam edenlerin oranı %37'dir.

Bunların dışında, 11.000 öğrenci de yurt dışında eğitim almaktadır.

Tunus üniversiteleri ise 3481 yabancı öğrenciye hizmet vermektedir. Bunların dağılımı aşağıdaki gibidir:

Arap Mağrip ülkeleri: 1554

Arap Maşrık ülkeleri: 910

Afrika ülkeleri: 899

Diğer ülkeler: 118

Tunus'un eğitim konusunda izlediği ve ilgili literatürde özetlenen bir ta­kım ilkeler bulunmaktadır. Kısaca özetlemek gerekirse:

Geleceğin kapılarını açan, bireylerin ve halkların geleceğini belirleyen bilimdir. İster siyasi düzeyde olsun, ister iktisadi, sosyal ve kültürel düzeyler­de olsun, bilim toplumların kurtuluşunun temel koşuludur.

Bu durumda eğitime yapılan yatırım geleceğe yapılan yatırımdır. Çünkü bilim en iyi geleceğin güvencesidir.

Bilim ve tekniğin baş döndürücü bir hızla geliştiği bir dünyada yaşıyoruz. İlerleyen katardan kopmamak için eğitim manzumesi de geliştirilmeli hatta daha öne geçirilmelidir ki, üniversite mezunları yarının dünyasına intibak ede­bilsin.

Okulların ufkunun açık olması ve bilimsel ve teknik yenilikleri takip ede­bilecek kapasitede bulunması gerekir. Unutulmamalıdır ki, bu günün öğrenci­si yarının vatandaşı olacaktır. Bilimin bu gün ortaya koyduğu yenilikler bizim daha önce öğrendiklerimizi zaman aşımına uğratmaktadır. Son derece hızlı bir şekilde yeni meslekler ortaya çıkmakta ve bazı meslekler ortadan kaybolmak­tadır. Çalışma koşulları ve biçimleri de hızla değişmektedir.

Okulun tüm değişiklerle tek başına yarışması mümkün değildir ama okul en azından gençliğe bir gelecek perspektifi kazandırmak, onları iş yaşamında­ki değişikliklere ve yeni durumlara ayak uydurabilecek yetenekli bireyler ha­line getirmek durumundadır.

İşin zor tarafı yarının mesleklerinin bugünden bilinemiyor olmasıdır. Bir takım bilgileri gençliğe vermek onları bu yeni dünyaya hazırlamak için yeter­li sayılmamalıdır. Okula düşen formasyon sırasında, istenen yetenekleri genç­liğe kazandırmaktır. İstenen sonuca ulaşmak için gerekli olan yetenekleri ve gelecek için gerekli olan becerileri kazandırma konusunda yeteri kadar esnek bir yol izlenmelidir.

Yarının okulu dünya ile rekabet edebilecek donanım ve kapasiteye sahip olmalıdır. Eğitime yapılan yatırımlarının geri dönüşü için, insan kaynaklarının uygun biçimde hazırlanması temel koşuldur. Bilim ve teknolojideki gelişme­lere ayak uyduramayanlar, günümüz dünyasında varlıklarını koruyamayacak­lardır.

23 Temmuz 2002'de Yayınlanan Temel Eğitim ve Öğretim ile İlgili İdari Yasadan Seçmeler

Eğitim Broşüründe:

  1. Eğitim mutlak vatani bir öncelik olup altı yaşından on altı yaşına ka­dar zorunludur. Tüm Tunuslular için güvence altına alınmış temel bir hak olup cinsiyet, toplumsal asalet, renk ya da dine dayalı herhangi bir ayrımcılık yapı­lamaz. Eğitim toplum ve bireyler tarafından yerine getirilmesi gereken bir yü­kümlülüktür.
  2. Eğitim ve öğretimin ekseni öğrencidir.
  3. Eğitimin hedefi öğrencileri Tunus'a bağlı ve vefalı, vatanını seven ve yücelten bireyler olarak yetiştirmek ve onlara vatandaşlık bilincini aşılamak­tır. Tunusluluk, Mağriplilik, Afrikalık, Araplık, İslamlık ve merkezilik kültür­lerine tüm boyutlarıyla sahip bilinçli öğrenciler yetiştirmek ve onları insanlık birikimine açık bireyler haline getirmektir.

Yine eğitimin hedefi bilginin, aksiyonun, hoşgörünün, ağırbaşlılığın öne­mi ile ilgili Tunusluların üzerinde birleştiği değerlerin kökleşmesini sağlamak­tır. Bu değerler toplumun kendine özgü kültürel vazgeçilmezleri konusunda tutkulu, yeniliklere açık; özgürlük, demokrasi, toplumsal adalet ve insan hak­ları gibi yüksek insani değerleri ve evrensel ilkeleri benimsemiş bir toplum olarak sağlamlaşmasını garanti altına alır.

  1. Devlet genel eğitimin okul çağındaki herkes için ücretsiz bir hak oldu­ğunu güvence altına alır, eğitimin doğal seyrinde kesintisiz devam etmesi ve cari düzenlemelere uygun olması koşuluyla, tüm öğrencilere eşit fırsatlar su­nar.

Devlet ihtiyaç sahibi çocukların eğitim haklarından yararlanabilmeleri için gerekli koşulların oluşması için önlemler alır.

  1. Okullar eğitim, öğretim ve oryantasyon görevlerini üstlenir.
  2. Okullar eğitim görevleri çerçevesinde, velilerle işbirliği ve ailelerle da­yanışma içerisinde iyi huyların, sağlam davranışların, mesuliyet ve girişim ru­hunun geliştirilmesi için faaliyet gösterir. Bunları şu ilkeler ışığında gerçekleş­tirir:
  • Öğrencide medeniyet duygusunu geliştirmek ve onları vatandaşlık de­ğerleri üzere eğitmek; öğrencinin özgürlük ve sorumluluk duygularına sahip olmalarını sağlamak, haklar ve görevler bağlamında vatandaşlar arasında eşit­lik, adalet ve hakkaniyeti gözeten bir toplum inşasına katkı sağlayan birey ola­rak yetiştirmek
  • Bireyi, doğuştan gelen, vicdani, akli ve bedeni tüm boyutları ile birlik­te geliştirmek, yeteneklerini ve becerilerini ortaya çıkarmak; sağlam karar alan, kendine güvenen, girişimcilik ve yaratıcılık ruhuna sahip olmak suretiy­le eleştiri ve etkin irade yetenekleri gelişmiş bireyler yetiştirmek
  • Kişiliğini geliştirme ve başarı arzusunu kamçılama noktasında çalışkan ve etkin, temyiz gücüne sahip, çalışmayı seven ve ahlaki değerleri gözeten bi­reyler yetiştirmek
  • Öğrenciyi toplumsal değerlere ve birlikte yaşam kurallarına saygılı bir birey olarak yetiştirmek
  1. Okullar öğrencilerin tümüne genel kültür, teorik ve pratik bilgilerle do­nanma fırsatı sunan, öğrencilerin doğal yeteneklerini geliştirmelerine, kişisel öğrenim yeteneklerini geliştirmelerine ve bilgi toplumuna katılmalarına imkân tanıyan iyi bir öğrenimi güvence altına alan öğretim görevleri çerçevesinde fa­aliyet gösterirler.

Okulda bulunması beklenen özellikler:

  • Öğrencilerin Arap dili yeteneklerini, dilin ulusal özellikleri ile birlikte, geliştirmek.
  • Öğrencilerin en az iki yabancı dil öğrenmelerini sağlamak
  • Düşünsel, duygusal ve bilimsel zekâ yeteneklerini sağlamlaştırmak
  • İletişim yetilerinin geliştirilmesi ve dilsel, bilimsel, sembolik ve somut her türlü anlatım şeklinden yararlanılması
  • Öğrencilerin bilgi ve iletişim teknolojilerinden yararlanma yetilerinin geliştirilmesi ve bunları diğer alanlarda kullanabilir hale getirilmesi
  • Öğrencilerin geleceğe hazırlanması, gelecekteki değişikleri takip edebi­lecek ve değişime olumlu katkı yapabilecek şekilde donatılması.
  1. Temel eğitim kendi başına var olan bir halkayı temsil etmektedir ve ye­ni yetişen nesli, kendi kişisel yetilerini geliştirecek şekilde yetiştirmeyi amaç edinir ve onların yeterli bilgiye sahip olmalarını güvence altına alır. Yeterli eğitimi almış olan gençler bir sonraki aşamada eğitim alabilecek veya bir mes­lek edinmiş ve topluma katılacak düzeye gelmiş olurlar.
  2. Temel eğitim öğrencinin öğrenimini yürürlükteki düzenlemelere uygun biçimde ve doğal yollardan sürdürme gücüne sahip olduğu sürece zorunludur.

Temel eğitimin tamamlanmasından önce öğrenimin kesintiye uğraması halin­de, okul velilerle istisnai bir işbirliği içerisinde hareket eder.

Öğrenci, fahiş bir hata işlediği gerekçesiyle eğitim kuruluna götürülme­sinin ardından, eğitimden sorumlu sekreterlikten [ya da bakanlıktan] bir karar alınmadığı sürece on altı yaşını doldurmadan önce tüm öğrenim kurumların­dan nihai olarak uzaklaştırılamaz. Öğrencinin kendi haklarını bizzat kendisi­nin, ya da vekili aracılığıyla savunma hakkı saklıdır.

  1. Baktığı kişileri -eğitimine yürürlükteki düzenlemelere göre doğal yollardan devam etme imkânına sahip oldukları halde- eğitim kurumlarına ka­tılmaktan men eden ya da on altı yaşından önce geri çeken veliler 20 dinar ile 200 dinar arasında para cezası ile cezalandırılırlar. Hatanın tekrarı halinde ce­za dört yüz dinara yükseltilir.

Eğitim kurumlarında

Eğitim aşağıdaki kamusal ve özel kurumlarda yürütülür:

  • Okul öncesi eğitim veren kuruluşlar
  • İlköğretim okulları
  • İdadiler
  • Akademiler
  • Model Akademiler
  • Açık öğretim Okulları

Kamusal eğitim kurumlarında

  1. Okul öncesi eğitim uygun kuruluşlarda ve yerlerde verilir

Temel eğitimin birinci aşaması ilköğretim okullarında, ikinci aşaması ise idadilerde verilir. Lise eğitimi akademilerde ve model akademilerde verilir

Model akademiler milli eğitim bakanlığınca alınan bir karar ile eğitim sistemi tarafından tanımlanır.

  1. İlköğretim okulları, idadiler, akademiler ve model akademiler ve açık öğretim okulları milli eğitim bakanlığının teftişine tabidir. Bu okullardan her biri bir müdür tarafından yönetilir ve kurum konseyi ve pedagojik öğretmen­ler kurulu müdürün yardımcıları olarak çalışır.
  2. İlköğretim okulları, idadiler, akademiler ve model akademilerdeki ku­rum konseyleri, okulun çalışma koşullarını iyileştirme, yöntemler geliştirme, ulusal eğitimin hedefleri ve okul için belirlenen hedefler çerçevesinde eğitim hizmetlerinin güzelleşmesi gibi alanlardaki programlarını hazırlar. Bu konuda eğitim ailesini ilgilendiren tüm tarafların, öğrenci velilerinin ve ilgili dernek­lerin katılımı sağlanır.

Eğitim kurumu planlama yaparken toplumsal çevrenin duyarlılıklarını ve öğrencilerin özel ihtiyaçlarını göz önünde bulundurur. Okul programı teftiş otoritesinin onayına sunulur.

Okul programı çerçevesinde kamusal eğitim kurumlarının zaman çizelge­si düzenleme, değerlendirme ve müfredatın ulusal ölçüler ve ölçütler çerçeve­sinde dağıtılması gibi konularda uygulama esnekliğinden yararlanması müm­kündür.

  1. İlköğretim okulları, idadiler, model akademiler ve açık öğretim okul­larındaki pedagojik kurullar öğrenim, değerlendirme, zaman çizelgesi, öğren­cilere destek olmak ve refakat etmek gibi konularda ulusal ölçülere ve okulun hususi kurallarına uyar ve bunları okul idaresiyle işbirliği içerisinde yürütür.
  2. Devlet kamusal öğretim kurumları inşa eder ve ulusal bütçeden bura­lara pay ayırır. Bununla birlikte, mahalli üniversiteler, iktisadi ve sosyal kuru­luşlar ve ilgili dernekler de cari yasalara uygun biçimde katkı sağlayabilirler.

16. İdadiler, akademiler, model akademiler ve açık öğretim okulları tüzel kişiliğe ve mali bağımsızlığa sahip, bütçeleri kademeli olarak devlet bütçesi­ne bağlı olan kamu kurumlarıdır.

  1. İdadilerin, akademilerin, model akademilerin ve açık öğretim okulla­rının gelir kaynakları devletin donanım ve diğer harcamalar için ayırdığı öde­neklerden, özel ve tüzel kişiler tarafından yapılan bağışlardan, hizmet ve var­lıklardan elde edilen gelirlerden, gücü yeten velilerden alınan kayıt rüsumun­dan, depozit ve kütüphane gelirlerinden oluşmaktadır.
  2. Eğitim kurumlarının inşası sırasında, kurumun çevre içerisindeki ye­rini tespit eden mührün saygıyla sahiplenilmesi gerekir.

Değerlendirmede

  1. Okul öğretim faaliyetlerinin tamamı periyodik ve düzenli değerlen­dirmeye tabidir.

Değerlendirme, okuldaki ve ilgili kurumlardaki öğretim faaliyetlerinin sonuçlarını, çalışanların performanslarını ve öğrencilerin kazanımlarını objek­tif kriterlere tabi tutmayı amaçlar. Burada asıl amaç belirlenen hedeflerin ger­çekleşmesini güvence altına almak için gerekli değişiklik ve düzeltmelerin za­manında yapılmasıdır.

Eğitim alanındaki araştırma ve yenilikler konusunda

  1. Eğitim araştırmaları öğretim faaliyetlerinin iyileştirilmesi, okuldaki faaliyetlerin geri dönüşümünde kalitenin artırılması, arzulanan hedeflere ulaş­ma amacıyla sürekli yenilenme ve alandaki uluslararası kriterleri yakalama gi­bi noktalarda temel bir faktörü simgeler.
  1. Eğitim ile ilgili araştırmalar pedagoji, eğitim yöntemleri, araçları ve programları, eğitimcilerin performansı, okul ve çevresindeki yaşam ve değer­lendirme sistemleri kadar, mukayeseli eğitim sistemleri, eğitim ve öğretim ala­nındaki değişim ve dönüşümlerin denetlenmesi gibi konuları kapsamaktadır.

Ayrıca, eğitim ile ilgili araştırmalar alanda yaşanan yeniliklerin izlenme­si ve bununla ilgili yayınlar yapılması, dünyadaki buluşların farkında olunma­sı ve bunlardan yararlanılması ve modern teknolojilerin öğretim alanında kul­lanılmasını sağlamak gibi amaçlara da hizmet eder.

  1. Eğitim ile ilgili araştırmalar bu iş için tahsis edilmiş kurumlarda ger­çekleştirilir. Bu kurumlar, gerektiğinde, bilimsel araştırma merkezleri ve üni­versitelerin konuyla ilgili ihtisas yapan bölümleri ile birlikte çalışır.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2770 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 649
TASAM Asya 98 1110
TASAM Avrupa 23 649
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Rusya, Afrika kıtasındaki nüfuzunu artırmak amacıyla çeşitli stratejiler geliştirmekte ve bu stratejilerden biri olarak nükleer enerji diplomasisini ön plana çıkarmaktadır. Küresel enerji piyasalarında önemli bir aktör olan Rusya, Afrika'nın enerji açığını gidermek ve kıtanın sürdürülebilir kalkınma...;

İlk ve en öncelikli olarak yapmamız gereken, Japon vatandaşlarının yaşamlarını ve geçim kaynaklarını korumak için proaktif diplomasi geliştirmektir. Bu temelde, benzer düşüncedeki ülkelerle koordinasyon sağlamak ve Japonya-ABD İttifakı'nı temel taş olarak kullanarak çok taraflı iş birliğini teşvik e...;

"Küresel Sistemde Dış Politika Stratejileri" kitabı, uluslararası ilişkiler ve dış politika stratejileri alanlarını kapsayan bir eser olarak öne çıkmaktadır. Dr. Nejat Tarakçı, bu eserinde realist bir bakış açısıyla dış politika stratejilerinin nasıl şekillendiğini ve uygulandığını analiz etmektedir...;

Çin – Afrika İş Birliği Forumu (FOCAC) aracılığıyla ilişkilerini kurumsallaştıran ve 21. yüzyılda Afrika’daki rekabetin çıtasını yükselten Pekin, günümüzde Afrika’nın dış ilişkilerinde en çok dikkat çeken aktör konumundadır. Çin, Afrika ile ilişkilerini “kazan – kazan iş birliği“ ve “kapsamlı strat...;

2000 yılından bu yana üç yılda bir dönüşümlü olarak gerçekleştirilen forumlar, Çin – Afrika ilişkilerini kurumsallaştıran iş birliği platformu olarak bilinmektedir. 2006, 2015 ve 2018’deki buluşmalar, Devlet ve Hükûmet Başkanları düzeyindeki yoğun katılımlarla “2006 Pekin Zirvesi ve 3. FOCAC”, “2015...;

Uluslararası ilişkilerde güvenlik, devletlerin dış politika stratejilerinde önemli bir rol oynamaktadır. Geçmişte genellikle askeri tehditler ve savunma stratejileriyle ilişkilendirilen güvenlik kavramı, günümüzde çok yönlü ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Ekonomik krizler, çevresel felaketler, terö...;

Bundan yıllarca önce İngiltere Kraliçesi II. Elizabet’in 16 Mayıs 2008’de İstanbul’a gelen ve Dolmabahçe önüne demirleyen HMS İllustration adlı gemide verdiği resepsiyon hatırlardadır. Ülkemizde ve dünyada çok ilgi çeken bu resepsiyon Kraliçe’nin İngiltere’deki sarayında verdiği resepsiyon ile özdeş...;

Eğitim, kısaca, bireyde arzu edilen davranışların oluşturulması süreci olarak tanımlanmaktadır. Hem kişisel yönden hem devlet açısından eğitim, oldukça hassas ve sosyal bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca, eğitim, genel itibariyle, sonuçlarının ve/veya çıktılarının değerlendirilebilmesi iç...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...