Dünyanın Ayıbı ve Herkesin Günahı Somali

Makale

Somali uzun mücadelelerden sonra nihayet 1960 da sömürgeci güçlerin ve onların işbirlikçisi olarak kabul ettikleri Ethiopya’nın pençesinden kurtarmayı başaran bir ülke. Kurucu ataları ne yazık ki Somali’yi bağımsızlık sonrasında ideolojik iç savaşların, askeri darbelerin ve en önemlisi sefaletin içine düşmekten alı koyamadılar....

Somali uzun mücadelelerden sonra nihayet 1960 da sömürgeci güçlerin ve onların işbirlikçisi olarak kabul ettikleri Ethiopya’nın pençesinden kurtarmayı başaran bir ülke. Kurucu ataları ne yazık ki Somali’yi bağımsızlık sonrasında ideolojik savaşların, askeri darbelerin ve en önemlisi sefaletin ine düşmekten alı koyamadılar. 1960 lı yıllarda kurucu ordu, bazı reformları ve geniş çaplı kamu alt yapı yatırımlarını hayata geçirmesine geçirdi. Yollar, hastaneler ve okullar yapıldı. Özellikle okur- yazarlığın yaygınlaşmasına özen gösterildi. Ama Somali, büyük mücadelelerle elde ettiği “siyasi ve dini özgürlüğü“ besleyecek iktisadi kalkınmayı yakalayamadığı içindir ki 1970 li yılların ikinci yarısından bu yana büyük sorunların içinde buldu kendini. Bir türlü kurtulamıyor

Kendi kendine Yaptığı Kötülük

Somali, başlangıçta umudunu, geleneksel ve dini bağlarının güçlü olduğu Arap dünyasına bağlamıştı. 1970 li yıllarda petrol zenginliği göz kamaştırmaya başlayan Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri, Somali için, “dinlerini de birlikte yaşayabilecekleri“ ideal komşu ve müttefikti. 1974 de Arap ligi Somali’yi bağrına basmasına bastı. Ama Somali zaten gereğinden fazla umutlanmıştı. Hem onlar yeterince yardım edemediler, hem de yapılan yardımlar zaten ya yolsuzlukların kursağında eridi veya savaşın acımasız değirmeninde un ufak oldu gitti.

Evet, Somali Arap ülkelerinden gereğinden fazla şey bekledi. Zaten Suudi’lerin Vahabi ideolojisi ötesinde, Somali’ye para ve iyi bir kalkınma modeli sunacağını kim söylemişti ki? Hem zaten, İngiliz, İtalyan ve Fransız’lardan önce köle ticaretini, Afrika Boynuzunda, Arap’lar yürütmüyor muydu? Onlarda tarihin derinliklerinde sömürgeci değil miydi? Onun için büyük dostluk beklentisi pek gerçekçi değildi. Ayrıca yeterince yardım gelmedi veya gelemedi. Çünkü Arap ülkelerinin de o yıllarda kendi öncelikleri vardı. 1970 ve 80 lerde petrolle zenginleşen Arap ülkeleri, önce kendi ülkelerine alt yapı yatırımları yaptılar. Kendi ihtiyaçlarını tatmin ettiler. Sonra İngiltere ‘de Şato, Amerika’da malikâne aldılar. Bunu Somali için yaparlar mıydı? Hayır.

Ama Somali’yi asıl yolsuzluk ve iç savaş mahvetti. Somali, özellikle 1991 den itibaren kendi başına kendi çorap ördü. Birbirine düşen Somali halkı ateş ve kandan kaçarken tarım alanları mahvoldu. İnsanlar temel gıda maddelerine erişemez oldular. Kıtlık, açlık, hastalık ve sefalet Somali’linin alnına yazılmış bir kader oldu kaldı. Birleşmiş Milletler yardım konvoylarının taşıdığı gıda ve ilaç, bedava dağıtılacağına karaborsada satıldı. İç savaş ve “Rabbena hep bana“ zihniyetinin yansıması olan yolsuzluğun kurbanı, artık en fakirler, kadın ve bir deri bir kemik çocuklardı.

Dünya Nerede Somali Nerede!

Evet, Somali kişi başına geliri sadece 330 Dolar olan 10 milyon insanın ülkesi. Birçok insan günde 1 Dolar ile yetinmek durumunda. Tüm insani gelişme ölçüleri bu ülkede insanların insanca yaşamadığını gösteriyor. Özellikle savaşın başladığı 1990 lı yıllardan sonra Somali daha iyiyi h göremedi. 20 yılı aşkın bir süre inde 700 bin civarında Somali’li mülteci olarak yaşamaya başladı. Kimlerine büyük ülkeler iltica hakkı verdi. Çoluk çocuk bilmedikleri yerlere sığındılar. Oralarda yeni yaşamlar kurmayı denediler. Kimi başardı, kimi başaramadı. Gittikleri yerlere rengarenk çarşafları, boy bos ve eşsiz etnik güzellikleri ile güzellik kattılar. Tabii suça, yolsuzluğa da karıştılar. Ama öyle böyle onlar veya çocukları paçayı kurtardı. Ama savaş kurbanı çoğu Somali’li hala Birleşmiş Milletlerin mülteci kamplarında günübirlik hayatlar yaşıyor.

Somali öyle veya böyle 2009 yılından itibaren yeni bir reform atılımına girişti. Amaç önce halka hizmet verecek, hizmet verirken, hesap da verecek ve şeffaf olacak bir kamu yönetimi ihdas etmekti. Somali Merkez Bankası yeniden kuruldu. Yolsuzluk Denetimi komiteleri oluşturuldu. Kalkınma fonlarının gerektiği gibi, sağlık, güvenlik ve eğitime tahsis edilmesi, bağımsız denetleme şirketlerine devredildi. Afrika Kalkınma Bankası Somali’ye 2 milyon Dolar verdi ki çorbada tuzu bulunsun. Üstelik reformlar sadece başkent Mogadişu’ ya münhasır kalmadı. Özerk bölgeler de benzer atılımları yaptı. Ama bitmeyen terör, her yerde olduğu gibi, Somali’de de hem kaynakları tüketmeye, hem de reform heveslerini söndürmeye devam etti ve ediyor. Somali’de insan insanın kurdu.

Servet Üstünde Çekilen Sefalet

Aslında Somali birçok benzer Afrika ülkesi ile aynı kaderi paylaşıyor. Keşfedilmiş veya keşfedilmemiş nice zenginliğin üstünde var yokluğu çekiyor. Servetin üzerinde kan gövdeyi götürüyor. Som uranyum, demir, kalay, bakır, doğal gaz ve petrol, Somali’nin zenginliklerinden sadece bazısı.. Bu zenginlik, Amerika ve Avrupa ülkeleri kadar, Brezilya, Çin ve Avustralya’nın da ilgisini çekiyor. Gözleri Somali’nin üzerinde olan bu ülkeler önce yardım, sonra hakça yatırım sloganı ile şimdi öne çıkmalı. Bu ülkeden aldıklarını yine önce bu ülkeye vermeli. Ama servetine göz diktiği Somali’yi bugünlerde dünya, televizyon ekranlarında yine sadece yüzlerinde sinekler uçuşan yarı baygın çocuklar, pörsümüş göğüslerinden bir damla süt gelmeyen zavallı analar ve köy meydanında yal gibi gıda maddelerini pis taslara üleştiren görevlilerini görerek izliyor.

Ne garip değil mi? Dünya aç gözlülüğün krizinde, Somali ise açlık ve sefaletin kısır döngüsünde.. Dünya Bankası 500 milyon Dolarlık acil yardım sözü verdi. 12 milyon Dolar’ı da yola çıkardılar. Birleşmiş Milletler dünyaya sürekli hibe çağrısında bulunuyor. Yine dökme su meselesi. Ama yangını söndürmenin başka yolu yok. Önce insanı kurtarmak gerek. Sonrası hemen gelmeli ki o kendini kurtarabilsin.

Mum Dibine Işık Vermezse

Fakat bu arada 2010 yılında, 2015 e kadar ülkedeki doğal gaz alanlarına 1 milyar Dolar yatırım yapacağını açıklayan Somali işadamları topluluğundan ses soluk yok. Mum dibine ışık vermiyor. Vergi dünyada hiç hoşlanılmayan bir kaynak aktarma aracı. Zaten Somali reformlarında verginin adı da yok. Onun için Somali’nin kendi başına sürecek yağı olsa bile yok.

Ya Arap ülkelerine ne demeli? Somali onların da gölgesinde sayılır. Evet, geçmişte pek zırnık koklatmamışlardı. Ama şimdi durum başka.. Artık birçok alanda doygunluk kazanmış olmaları gerekir. Ayrıca Somali onların Araplaştırdığı Afrika’nın bir parçası... Somali’linin Araplardan beklentileri, ideolojik nedenlerle hala yüksek. Suudi Arabistan ve özelikle Mekke, Ayan Hırsi Ali nin deyimi ile “Müslüman Somali’li için Hazreti Muhammed’in evi. Onlar için Allaha en yakın olunacak yer“. Ama Suudilerde de yine tık yok. Ne yardım yapıyorlarsa veya yapacaklarsa açıklamalılar ki herkese örnek olsunlar. Yoksa dünyanın ayıbı Somali, başta Suudi Arabistan olmak üzere petrol zengini Arap ülkelerinin işte şimdi büyük günahı olacak.

Kış Parkından Ab-u Hayat Olur mu?

Ankara’da bir kış parkı açılmış. Doğrusu Arap ülkeleri bunu yapsa, tüm eleştiri ve beklentilerime rağmen “ Ülkelerinde yazdan ve muson’dan başka bir şey yaşamıyorlarsa, görmek için, çocuklarına yaşatmak için, neden para verip, kışla ve karla çocukluklarını satın almasınlar ki!“ diyebilirim. Ama kara kışı dolu dolu yaşayan, kar küremekten kolları yorulan Ankara’ya yaz aylarında kış parkı yapmak yerine, doğrusu önce kendi fakirimize ama şimdi aynı öncelikle Somali’ye yardım yollamak çok münasip olmaz mıydı? Susuzluktan yanan dudaklara su vermek, burada 32 derecede kar üretmekten daha iyi olmaz mıydı? Bu nedenle fevkalade doğru bir yaklaşımla geniş vizyonlu bir Afrika misyon’unu 2005 de başlatan Türkiye şimdi ne yaparsa önemli.. Ama bence önce Ankara’daki müsrif kış parkının kar yapan suyu, mümkünse hemen kuraklığın kavurduğu Somali’ye can suyu olarak akmalı ki susuz beden ve yürekler yaşama dönsün. Tabii fitre ve zekâtlar da hiç fire vermeden Somali’ye gıda ve ilaç olarak gönderilirse iyi olur. Sanırım kurban bayramları için başarılı organizasyonlar yapan Kızılay, bu Ramazan bunu Somali için en iyi şekilde yapabilir.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2770 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 649
TASAM Asya 98 1110
TASAM Avrupa 23 649
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Rusya, Afrika kıtasındaki nüfuzunu artırmak amacıyla çeşitli stratejiler geliştirmekte ve bu stratejilerden biri olarak nükleer enerji diplomasisini ön plana çıkarmaktadır. Küresel enerji piyasalarında önemli bir aktör olan Rusya, Afrika'nın enerji açığını gidermek ve kıtanın sürdürülebilir kalkınma...;

İlk ve en öncelikli olarak yapmamız gereken, Japon vatandaşlarının yaşamlarını ve geçim kaynaklarını korumak için proaktif diplomasi geliştirmektir. Bu temelde, benzer düşüncedeki ülkelerle koordinasyon sağlamak ve Japonya-ABD İttifakı'nı temel taş olarak kullanarak çok taraflı iş birliğini teşvik e...;

"Küresel Sistemde Dış Politika Stratejileri" kitabı, uluslararası ilişkiler ve dış politika stratejileri alanlarını kapsayan bir eser olarak öne çıkmaktadır. Dr. Nejat Tarakçı, bu eserinde realist bir bakış açısıyla dış politika stratejilerinin nasıl şekillendiğini ve uygulandığını analiz etmektedir...;

Çin – Afrika İş Birliği Forumu (FOCAC) aracılığıyla ilişkilerini kurumsallaştıran ve 21. yüzyılda Afrika’daki rekabetin çıtasını yükselten Pekin, günümüzde Afrika’nın dış ilişkilerinde en çok dikkat çeken aktör konumundadır. Çin, Afrika ile ilişkilerini “kazan – kazan iş birliği“ ve “kapsamlı strat...;

2000 yılından bu yana üç yılda bir dönüşümlü olarak gerçekleştirilen forumlar, Çin – Afrika ilişkilerini kurumsallaştıran iş birliği platformu olarak bilinmektedir. 2006, 2015 ve 2018’deki buluşmalar, Devlet ve Hükûmet Başkanları düzeyindeki yoğun katılımlarla “2006 Pekin Zirvesi ve 3. FOCAC”, “2015...;

Uluslararası ilişkilerde güvenlik, devletlerin dış politika stratejilerinde önemli bir rol oynamaktadır. Geçmişte genellikle askeri tehditler ve savunma stratejileriyle ilişkilendirilen güvenlik kavramı, günümüzde çok yönlü ve karmaşık bir yapıya sahiptir. Ekonomik krizler, çevresel felaketler, terö...;

Bundan yıllarca önce İngiltere Kraliçesi II. Elizabet’in 16 Mayıs 2008’de İstanbul’a gelen ve Dolmabahçe önüne demirleyen HMS İllustration adlı gemide verdiği resepsiyon hatırlardadır. Ülkemizde ve dünyada çok ilgi çeken bu resepsiyon Kraliçe’nin İngiltere’deki sarayında verdiği resepsiyon ile özdeş...;

I. Dünya Savaşı sonrasında ikinci bir dünya savaşının gerçekleşmesiyle idealizmin ürettiği teorilerin pratikteki yetersizliği uluslararası ilişkiler alanında bir teori krizi oluşturmuştur. Neorealizm, dış politikanın hem iç hem de dış faktörlerden etkilenmesiyle yeni bir teori olarak oluşmuştur. İra...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Türkiye - AB İlişkilerinin 60. Yılı ve Geleceği Konferansı

  • 24 Eki 2023 - 24 Eki 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.