16 Temmuz 2011 tarihli, ileri gelen İstanbul gazetelerinin birinde, adeta ibretlik bir başlık dikkati çekiyordu ; ‘ Libya Lideri Kaddafi’nin bileti İstanbulda kesildi’ gibi.
İstanbulda 4 ncü toplantısını yapan ‘ Libya Temas Grubu’nun bu anlama gelen bir karar aldığı anlaşılıyordu. Böylece bağımsız ve egemen bir ülkeye akıbet biçilmiş oluyordu, tıpkı 2 nci Dünya Harbinin sonlanmasına öngelen dönemde, yani yaklaşık 70 yıl önceleri, bazı koalisyonların yaptıkları gibi. Tabii ki aradaki çok önemli farka rağmen; bahse konu tarihlerde ilan edilmiş bir savaşta yenilmesi gün meselesi olan tarafla, savaşı kazanması beklenen taraflar vardı. Deyim yerindeyse, ‘ dişe göre kestirilen ‘ bugünün Libyasında, böylesi haksız ve hukuksuz bir emsalden bahsetmek, ancak Batı’nın içine sindirebileceği nitelikte, alışılmış bir zorlama olur.
Batı’yı bu ağır veballe karşı karşıya bırakmak varken, sonuncu toplantıya ev sahipliği yapmamız hiç doğru olmamıştır.
NATO, Avrupa Birliği, Birleşmiş Milletler ve hatta yeni sıfatiyle İslam İşbirliği Teşkilatı, geçen Mart ayından bu yana sürdürülen tüm çaba ve saldırılara rağmen direncini yitirmeyen Trablus’u nasıl yola getirip, idareyi Bingazi’li isyancılara teslim edeceklerinin hesabıyla hareket etmekteler. Ancak bunu, silah dahil, şimdiye kadar uyguladıkları yöntemlerle yapamayacaklarını sonunda fark eden (koalisyon), geç de olsa, sair bazı yolları denemeyi düşünmeye başlamıştır. Nitekim;
Toplantı eşbaşkanı Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu’nun basın tarafından nakledilen ifadelerine baktığımızda, Libya’da daha güvenilir ve halkın meşru taleplerine cevap veren bir geçişin oturtulmasının çok önemli olduğu vurgulanmaktadır. Yayınlanan Başkanlık açıklamasında ayrıca, ‘ askeri yöntemlerin Libya krizini tek başına çözemeyeceğine , bu itibarla ‘acil bir siyasi dönüşüme ‘ ihtiyaç olduğuna değinilmekte ve ülkenin bütün kesimlerinden temsilcilerin katılımı ile yapılacak Ulusal Kongreyi takiben, bir geçiş hükumeti kurulmasının müstaceliyetine dikkat çekilmektedir.
Dışişlerimiz ‘ Temas Grubu ‘ toplantısını İstanbulda hazırlarken, acaba Batı ile bizim Libya’daki emel ve hedeflerimiz üzerinde mukayeseli bir araştırma yaptı mı? Yaptıysa, bize sadece Ramazanda Bingazi ve Trablus’ta iftar çadırları kurmak mı kalıyor?
İngiltere de vaktiyle Rodezya’ya bağımsızlık vermiş ve Ian Smith vasıtasiyle hazırlattığı anayasa sayesinde, Rodezya’dan bütün yollar, uzun süre hep Londra’ya çıkmıştı. Bingazi’li muhalifler temenni edilir ki, böylesi bir akıbete maruz kalmazlar.
Vaad edilen yeni düzenleme ile, Libya’da birlik ve beraberlikten çok, çetin ayırışmaların yolu açılacaktır. Bunu her şeyden evvel, müttefiklerin kendi aralarındaki onulmaz çıkar çatışmaları tetikleyecek ve besleyecektir. Türkiyemiz bu karmaşanın neresinde yer alacak, onu da göreceğiz.