Orta Doğu’da At Oynatmak

Haber

Orta Doğu’da oynamak için ilk nazarda at da, meydanlar da müsait gibi gözükebilir. Gerçeği öğrenmek için tatbikata ihtiyaç var. Tıpkı bir bedevi çadırına misafir olduğunuzda, önce yüzünüze söylenenlerle bir hoş olur, fakat çadırı terk ettikten sonra arkanıza baktığınızda, gördüklerinize şaşar durursunuz. Bu yörelere alışkın olanlar için sürpriz olmasa da, yine de yaşadıklarınızdan bir ihtiyat payı çıkarmayı ihmal etmezsiniz....

Orta Doğu’da oynamak için ilk nazarda at da, meydanlar da müsait gibi gözükebilir. Gerçeği öğrenmek için tatbikata ihtiyaç var. Tıpkı bir bedevi çadırına misafir olduğunuzda, önce yüzünüze söylenenlerle bir hoş olur, fakat çadırı terk ettikten sonra arkanıza baktığınızda, gördüklerinize şaşar durursunuz. Bu yörelere alışkın olanlar için sürpriz olmasa da, yine de yaşadıklarınızdan bir ihtiyat payı çıkarmayı ihmal etmezsiniz.

Bunu dış politikaya vurduğumuzda, bizim bugünkü durumla karşı karşıya geliyoruz. Şimdiye kadar ziyaret ettiğimiz çadırlarda, ne eski Osmanlı yönetiminin izlerinden bahis olundu ve ne de şimdiki modern, demokratik ve laik Türkiye Cumhuriyetinin olası emsal etkilerinden duyulan kuşkular dile getirildi. Yeter ki Türkiye buralara gelmekle, benimsediği Batı değerlerinden çok, uzun yıllara varan tarihsel kültür birlikteliğinden ve toplumlararası benzerlik ve yakınlaşmadan söz etsin, yapabildiği kadar da, Orta doğu’daki kemikleşmiş sorunların çözümüne katkıda bulunma gayretlerine devam etsin. Çünkü bu çabalardan beklenen sonuçlar kısa süre içinde alınmasa da, bunların hiç olmazsa Dünyaya karşı, davalara karşı bir zararı olmayacaktı.

Irak’ta Amerikan işgaline karşı çıkamayan Türkiye, hiç olmazsa kendi topraklarının kullanılmasına izin vermemiş ve böylece beklenen ananevi milli duyarlılığını kanıtlamıştı. Ancak sonradan ayni Türkiye, etnik ve dinsel karmaşanın kol gezdiği Irak’ın içine dalmaktan da çekinmemiş ve bu yolla önceleri belirli bir denge tesis etmek ve arkasından da, ülkenin istikrar içinde demokratikleşmesinde etkin söz sahibi olmak rolüne soyunmuştur. Bu rolden de beklenen elde edilemeyince, son zamanlarda olduğu gibi, Türkiye biraz olsun geriye çekilmiş bulunuyor. Zira Iraklılar bildiklerini okumaktan geri kalmıyorlar. Tıpkı çadırda misafiri yolcu ettikten sonra davrandıkları gibi.

Filistin’de de Türkiye kendisini çok hırpalamıştır. Önceleri Gazze’li Halid Meşal’i, Batı’ya rağmen kabul eden Türkiye, sonradan Mavi Marmara gemisiyle Gazze için dokuz can vermiş ve elan da bunun hesabını İsrail’den soramamıştır. Tüm çabalarına rağmen Türkiye, Filistin’de arabuluculuğu yine de Mısır’a kaptırmıştır. Son defa Başkan OBAMA yaptığı bir konuşmada İsrail’e seslenerek, iki taraf arasında 1967 hudutları ilke itibariyle esas alınarak, iki Devletli bir çözüm üzerinde durmuş olmakla beraber, İsrail’in bu fikre şiddetle karşı çıkması üzerine daha fazla ileri gidilememiştir. Biz de, Başkanın önerisini önemli bulduğumuzu söylemekle yetinmek zorunda kaldık.

Yanı başımız da ki Suriye ise, Orta Doğu’daki serüvenimizin belki de son episodu olacaktır. Aramızdaki yoğun ilişkileri hesaba katarak, önceleri nasihatle başladık. Zannettik ki Suriye ( büyük ) sözü dinleyecek ve reformlara bir an evvel başlamak suretiyle halkını teskin edecek. Öyle olmadı; zira Suriye’deki birincil etkin öğeleri ve bunların ordu ve yönetim içindeki yerlerini göremedik. Beşar ESAD’ın nezaketi elden bırakmayan sözlerinin sonunu bekledik. Bu bize hudutta 10 bini aşkın mülteciye mal oldu. Öğreniyoruz ki, ayni Esad, bizi başka yerlerde, başkalarına şikayet ediyor ve bizi bu defa, ne hikmet ve ne amaçla ise, ABD Dışişleri Bakanı Clinton uyarmak ve kollamak ihtiyacını hissediyor.

Dış politikada illa da oyun kuracaksak, son yıllarda aşikar ihmal ettiğimiz, benlik ve tarihi paylaştığımız Orta Asya’yı da hatırlayalım. Hiç şüphe edilmesin ki, Orta Asya’yı yanına alan Türkiye’nin, Dünyada itibar adına, Cumhuriyetin 100 ncü yılı 2023’ü beklemesine gerek kalmayacaktır. (asula@ttmail.com)

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2782 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1118
TASAM Avrupa 23 651
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 296
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Irak, Suriye ve Filistin coğrafyası yüz yıllar boyunca, 20.Yüzyıl'ın ilk çeyreğine kadar güçlü, merkezi yapılar tarafından yönetilen eyalet yapısında, çoğunlukla valilerin idare ettiği geniş coğrafi alanlar oldu. Bölgeyi yöneten Emeviler merkezi Şam'da olan güçlü bir idareydi ama ömürleri kısa sürdü...;

Son yıllarda teknolojideki ilerlemeler ve uluslararası serbestleşme faaliyetleri, üretim, tüketim ve finans alanlarında küreselleşmiş bir ekonominin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu küreselleşme sürecinin önde gelen aktörlerinden olan çok uluslu şirketler, birden çok ülkede faaliyet göstermektedi...;

Makale, Türk dış politikasının şekillenmesinde güvenlik kültürünün önemli bir rol oynadığını incelemektedir. Güvenlik kültürü, uzun dönemli yapısal ve kısa dönemli konjonktürel faktörlerden etkilenir. Uzun dönemli yapısal faktörler arasında Türkiye’nin kurucu ideolojisi, coğrafi koşulları ve tarihse...;

Ortadoğu, Osmanlı hakimiyeti altında dört yüzyıl boyunca barış ve istikrarın hüküm sürdüğü bir bölge olmuştur. Ancak I. Dünya Savaşı’nın ardından bu düzen sona ermiş ve bölge, büyük devletlerin güç mücadelelerinin etkisiyle zayıf, istikrarsız ve geri kalmış bir yapıya bürünmüştür. Soğuk Savaş’ın son...;

Teknopolitik, teknolojinin dünya siyasetinde ve toplumsal yapıda oynadığı yeni rolü anlamak için kullanılan bir kavram. Bu kavram, teknolojinin ekonomik, politik ve kültürel dinamikleri nasıl dönüştürdüğünü ve yeni bir dünya düzeni inşa etmekte olduğunu anlatıyor. Teknoloji, artık sadece bir araç de...;

Küresel ölçekte bir “Türkiye Markası” olan 10. İstanbul Güvenlik Konferansı (İGK) 2024, TASAM Millî Savunma ve Güvenlik Enstitüsü (MSGE) tarafından “Teknopolitik Yeni Dünya Güvenliğin Güvenliği: Akıl, Nesil, Aile, İnanç ve Devlet Güvenliği” ana teması altında 21-22 Kasım 2024 tarihinde İstanbul’da W...;

Bu çalışmada İran’ın Nükleer enerji çalışmaları üzerine uluslararası düzeyde nasıl karşılandığı ve etkileri analiz edilmiştir. ‘’İran'ın Nükleer Enerji Politikası ve Yansımaları ‘’ ve ‘’İran’ın Nükleer Programı ve Türkiye’’ makaleleri değerlendirilmiş nükleer enerji tarihi, dış politikaya vurumu ve ...;

Dünya, 21. yüzyıla “pusulasız“ bir halde girdi. Soğuk savaşın yıkıntıları arasında kalan kurallara dayalı küresel düzen, çoğunluğun taleplerine yanıt veremezken Batı cenahı dışında kalan ülkelerin BRICS ile bir karşı-hegemonya alanı yaratmaya başladığı görülüyor.;

Türkiye - AB İlişkilerinin 60. Yılı ve Geleceği Konferansı

  • 24 Eki 2023 - 24 Eki 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

5. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 04 Kas 2022 - 04 Kas 2022
  • Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter -
  • İstanbul - Türkiye

4. Denizcilik Ve Deniz Güvenliği Forumu 2022

  • 03 Kas 2022 - 03 Kas 2022
  • Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter -
  • İstanbul - Türkiye

3. Türkiye - ABD Forumu

Türkiye - ABD Forumu bu amaçla oluşturulmuştur. Karşılıklı gerçekleştirilecek Forum’un; aktif ve proaktif müzakerelerle Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin güçlenmesine katkı yapması, ikili ve çok taraflı menfaatleri karşılıklı yükseltecek fırsatlar ve fikirleri ortaya koyan bir platform olarak hizmet sunması hedeflenmiştir.

  • 14 Ağu 2017 - 17 Ağu 2017
  • Washington - ABD

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.