OIC İstanbul Toplantısı ve Türkiye için Taşıdığı Önem

Yorum

1969’dan bu yana faaliyet gösteren İslam İşbirliği Teşkilatı’ nın (OIC) 13. toplantısı geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yapıldı. ...

1969’dan bu yana faaliyet gösteren İslam İşbirliği Teşkilatı’ nın (OIC) 13. toplantısı geçtiğimiz günlerde İstanbul’da yapıldı. Toplantının ana teması OIC nin 2016-2025 dönemi için benimseyeceği program ve bu programların uygulanması için gereken faaliyet planları üzerinde uzlaşmaktı. Mezkur dönem için öncelikli konuların başında yine Filistin tebarüz etti. Elbette İsrail’in fuzuli ve gayri hukuki işgali konusuna değinildi. Kudüs’ün statüsü(El Kuds El Şerif) bu kapsamda ele alınan bir başka konu başlığı olmasına rağmen, konuşulanlar, belirlenen zaman aralığında ve 9 yıllık bir vizyon ile nasıl bir fark yaratacak pek anlaşılamadı.

“ Adalet ve Barış için Birlik ve Dayanışma“ (Unity and Solidarity for Justice and Peace)
Bu kapsamı geniş alt başlık, esas itibarı ile Suriye, Yemen, Libya, Afganistan, Somali, Mali, Jammu ve Keşmir, Bosna ve Ermenistan-Dağlık Karabağ gibi güvenlik sorunları kangrenleşmiş üyelerin durumuna ilişkin ayrıntıları ele almak amacını gütmekteydi. Ama her bir ülkenin farklı durumu, yaşanan krizlerin süresi ve çözüm süreçlerinin farklı farklı oluşu, bir ortak zeminde buluşmayı yine engelledi. Öyle ya Bosna krizini ne kadar çözüldü ise ABD çözmüştü. Oysa Bosna’ya yakın bir gelecekte bir yer yok. Libya krizini, Amerika yan cebine koydu. İspanyol Bernardino Leon hala uğraşıyor. Filistin meselesine Oslo mu taraf, Washington mu belli değil ama çözümsüzlük hala ortada. Suriye, Rusya’nın insiyatifinde, İran’ın yedeğinde. Bütün bu farklı krizlerin çözümü için yapılacak maddi yardım ve verilecek (lafzi)manevi destekten öte, işin ruhani vechesi bence “olmayacak duaya Amin“ den öteye yine gidemedi.

Terör ile Mücadele Ne kadar Ön Plana Çıktı?
Tabii DAİŞ muacelet kesbetmiş bir sorundu. Ama toplantı eğer Türkiye’de olmasa hatır için PKK ve PYD konularına girilir miydi bilemiyorum. Bence daha da önemlisi, 13. OIC toplantısında, ne bu yaygın ve yayılmacı terörün nedeni, ne menşei ve amacı, ne de bunca terörist ve terörist çetenin neden Orta Doğu, Kuzey ve Sahra altı Afrika’dan çıktığı konuları üzerinde durmaya pek vakit oldu.

Elbette hayasız akını durmak bilmeyen kanlı terörün, İslam dini ile özdeşleştirilmemesi gerektiği haklı vurgusu tekrarlandı. Sadre şifa olacak mı? Bilemiyorum. Ama Türkiye’nin OIC içinde bir anti terör birimi kurulması önerisi içi doldurulur ve terörü önlemeye yardımcı olursa faydalı olacak bir öneri olarak tebarüz etti. Hele bu Türkiye’nin dönem başkanlığı süresinde terörün azalmasına vesile olursa gerçekten anlamlı ve faydalı olur. Yok bu birim sadece terör uzmanlarının, masa başı tartışmalarından ve bir yerden bir başka yere tebliğ sunmak için yapacakları seyahatlerden ibaret kalırsa ne kadar işe yarar bilemem. İstihbarat zafiyetlerinin önlenmesi için gerekli tedbirler zaten OIC nin işi değil. Sadece telkin ve teklif geliştirebilir belki o kadar.

Fotograf’ların Görünümü ve Ruhu Farklı
Aile fotografındaki eksik yüzler bence önemliydi. Haydi El Sisi gelmedi. Ama ya Ürdün Kralı Abdullah niye orada değildi? Mutlaka bir mazereti vardı. Özellikle göçmen ve mülteci konularına zaman ve mesai harcanan bir platform İstanbul’da yakalanmışken, cesametine göre büyük bir göçmen ve mülteci akınına muhatap olan Ürdün’ün kral düzeyinde temsil edilmemesi bence fotografın ruhunu biraz zedeledi. Fotograftaki yüzler asıktı. Özellikle arka sıralarda duran delegasyon, sanki hakikaten geri plandaymış gibiydi. Her üç yılda bir toplanan zirvede kaç resim değişiyor tahmin edemiyorum. Ama asıl gündem değiştirecek olan yeni simalardan yeni öneriler anlaşılan pek gelemiyor.

İran ile OIC İlişkileri
İran artık her platform’da yer almaya çalışıyor ve bunu iyi yapıyor. Ama ev sahibi Türkiye, zirve’den İran’ın Suriye rejim desteğini tel’in eden bir bildiri taslağı çıkmasını elgelleyemedi. İran Dışişleri bakanı Cevat Zarif, bu İran ve Lübnan Hizbullah’ı karşıtı taslağa pek içerledi. Suriye, Yemen, Bahreyn ve Somali’deki tüm olaylardan hakikaten sadece İran mı sorumluydu? Ne bu, ne de Suudi Arabistan ve Katar’ın tutumu tartışmaya pek açık olmadığı gibi, karşılıklı suçlamalar da işbirliği niyetinin üzerindeki kara gölgeyi bir kez daha gözler önüne serdi. Tabii Suudi Arabistan ile İran ilişkilerinin yumuşamasını da bir tek bu zirveden beklemek zaten haksızlık olurdu.

Türkiye ve İran için Daha Parlak bir Ortak Gelecek Var mı?
İran ile ortak ekonomik projelere girmek, İran’ın uzun zamandır onarım görmeyen alt yapısını ıslah etmek için pey vermek, kurulacak köprüleri mümkün olduğu kadar yasal zeminlere oturtacak mali ve finansal önlemleri harekete geçirmek Türkiye için olduğu kadar İran için de önemli. Zaten her iki ülke de bundan önce çeşitli düzeylerde başlatılıp yürütülen girişimleri, bu defa İslam İşbirliği Teşkilatı(OIC) nın dini kılıfı içinde ve duaların kutsaması ile tekrarlamak istemiş olabilir. Ama bu açıdan bab ül harabat-ül İran’da, onlarca AB ve dünya ülkesi beklerken Türkiye için büyük beklentilere girmek gerçekçi olmaz.

İyi Bazargan’lık Nereye Kadar?
Türkiye yaptırımlar altındaki İran ile de ilişkileri iyi tutmaya, hatta birkaç yıldır hem ticareti, hem siyaseti geliştirmeye çalışan bir ülke olarak zirvede İran ile ilgili olarak esen sert rüzgarlardan sorumlu tutulamaz. Ama Katar ve Suudi Arabistan ekseninde kaldığı sürece, İran ile ilişkileri de ancak İran’ın istediği kadar ileriye götürebilir. İran Türkiye’ye pek güvenmez. Duygular da hemen karşılık bulur. Neyse ki Rıza Zahrab ile ilgili pis işi şimdilik Amerika üstlendi. İran da şimdilik o kartı, Türkiye’ye karşı pek kullanmıyor gibi gözüküyor.Tabii o da iyi bir bazargan. Nasıl dostluk başka ticaret başkaysa, sürtüşme başka ticaret başka da olabilir. Tabii bunun mümkünatı varsa.
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2752 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 645
TASAM Asya 98 1104
TASAM Avrupa 22 645
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 291
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1397 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 296
TASAM Orta Doğu 23 616
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 188
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1298 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 782
TASAM Türk Dünyası 20 516
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2047 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
TASAM Türkiye 82 2047

Çin'in devlet merkezli veri yönetimi rejimi; hükûmetin kişisel verilere çoğunlukla sınırsız erişimi nedeniyle önemli ölçüde tehlikeye giren kişisel bilgilerin korunması pahasına hem ekonomik büyümeyi hem de ulusal güvenliği desteklemek için bu ikili hedefin peşinde koşan bir çerçeveye dönüşmüştür. ;

Doktora, yüksek lisans, 3/4. sınıf lisans öğrencileri, mezuniyet sonrası tecrübe edinmek isteyen adaylar, TASAM merkez ofisi (İstanbul) için "Uzun/Kısa Dönem Staj Programı Başvurusu" başlığı ile niyet mektubu ve CV gönderip başvurabilir.;

Orta Doğu tarihin her döneminde hep dini çatışmalara, toprak ve şahsileşmiş egemenlik iddiaları nedeniyle savaşlara sahne oldu. Batı Avrupa teknolojik ilerleme, keşif ve icatlarla öne geçerken, imparatorluk dönemlerinde fütuhatla gündemde kalsa bile sonunda parçalandı ve büyük bir bağımsızlık savaşı...;

Çok boyutlu şekillenen dünya güç sistematiği içerisinde Türkiye - Yemen ilişkilerinin ideal bir noktaya taşınabilmesi için her parametre dikkate alınmalıdır. Program’ın amacı; Türkiye - Yemen İlişkilerini geliştirmek ve güçlendirmek için sivil, kurumsal ve entelektüel bir stratejik temel hazırlamakt...;

Ülkelerin insan merkezli sürdürülebilir kalkınma ve gelişmişlik düzeyi skalasında, nüfusun yarısını oluşturan kadınların sosyal adaletin bir şartı olarak işgücü piyasasına katılımı, toplumsal hayatta, ekonomide ve siyasette daha fazla söz sahibi olmalarının önemli bir payı vardır.;

1992-1995 yılları arasında tüm Bosna’da yaşanan ve binlerce insanın öldürülmesi ile sonuçlanan soykırım, zulüm, sürgün, yerinden edilme ve cinsel şiddet, buradaki toplum üzerinde ciddi hasarlara yol açmış ve etkisini günümüze kadar sürdürmüştür.;

Çin’in Ortadoğu’daki nüfuz arayışı yoğunlaşırken Suriye devlet başkanı Esad’ın Çin’e yaptığı ziyaret iki ülke arasındaki ilişkilerin derinleşmesine sahne oldu. 19. Asya oyunlarının icra edildiği Çin’in Hangzhou şehrinde bir araya gelen Xi ve Esad iki ülke ilişkilerinin “stratejik ortaklık“ seviyesin...;

1 Ağustos 2022(Miloseviç’ten Vucic’e Değişmeyen Söylem: Kosova’da Büyüyen Gerilim ve Herkese Yakın Bir Savaşın Sesleri) ve 31 Mayıs 2023’te (Bitti Sanılan Savaş: Kosova - Sırbistan Gerilimine NATO Müdahalesi Mümkün mü?) burada iki yazı kaleme almış özellikle Vucic’in söylemleri üzerinden Kosova ile ...;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 1

  • 06 Eki 2022 - 06 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.