NIC 2004 Raporu Doğrultusunda Arap Dünyasındaki Gelişmeleri Okumak

Yorum

Birleşik Devletler kaynaklı National Intelligence Council (NIC) -Ulusal İstihbarat Danışma Kurumu’nun Aralık 2004’te yayınladığı “2020 yılına doğru Küresel Eğilimler-Geleceğin Haritası” adlı proje, bir kehanetten çok, geleceğin şekillenmesi ihtimallerini ele almıştır....

Birleşik Devletler kaynaklı National Intelligence Council (NIC) -Ulusal İstihbarat Danışma Kurumu’nun Aralık 2004’te yayınladığı “2020 yılına doğru Küresel Eğilimler-Geleceğin Haritası“ adlı proje, bir kehanetten çok, geleceğin şekillenmesi ihtimallerini ele almıştır. Bu raporda, küreselleşen dünyayı etkileyecek unsurlar işlenmiştir. Bu haritaya göre, küreselleşen ekonomi, ABD’nin dünya güvenliği rolü, sosyal ve dini kimlik rolü, uluslararası düzendeki olumsuz gelişmeler şeklinde özetlenebilecek tahminî gelişmeler bulunmaktadır. Bu doğrultudaki senaryolar ise, ‘Davos World’, ‘Pax Americana’, ‘Yeni Halife’ ve ‘Korku Devri’ başlıkları altında işlenmiştir.

Aynı kurum, 2008 yılı Ekim ayında Global Trends: A Transformed World adıyla 2025 yılına yönelik bir başka nihaî rapor daha yayınladı. Yüz sayfayı aşan rapor, dönüştürülmüş bir dünya konusuyla başlamakta, Batının etkin bir role sahip olamayacağı bir dünya oluşumu, Ortadoğu ve yerel sorunlar ile devam etmektedir. 2004 raporuna benzer ama daha çok özel konumlarda ele alınan rapor, dünya kaderinin geleceği hakkındaki öngörülere sahiptir.

Elbette NIC’in 2004 ve 2008 verileri birer varsayımdır ancak güçlü bir öngörü olduğu da unutulmamalıdır. Bütün bu gelişmeler, bir tahmin ve onun senaryosu olmakla birlikte, senaryonun daha çok Asya ve İslam dünyası üzerinde kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu da dinin gelecekte ciddi bir etki ve yönlendirme, şekillendirme gücüne sahip olacağını öngörmektedir.

Bizim üzerinde durduğumuz NIC 2004 verilerine göre, otoriter rejimler demokratikleşme yolunda yeni baskılara maruz kalacak, kırılgan demokrasiler, ciddi sarsıntılara uğrayacaktır. Politik İslam, 2020’ye doğru önemli bir küresel etkiye sahip olacaktır. Bu da etnik ve milliyetçi grupları harekete geçirerek, cihatçı bir ivme ile global bir yaptırım gücüne (major force) sahip olacaktır. Buna yeni bir halife senaryosu da eklenirse, olayın büyüklüğü daha iyi anlaşılabilir.

Son günlerde Arap dünyasındaki gelişim ve oluşumlar dikkate alındığında, yukarıdaki öngörülerin yabana atılamayacağı anlaşılmaktadır. İslam dünyasının önde gelen en büyük sorunları arasında ilk sıralarda yer alan, sosyal ve siyasal alandaki baskı, bireyleri kendi geçimleriyle meşgul etmeye ve dar alanda bir yaşam mücadelesi vermeye yönlendirmiş, kişisel ve toplumsal ilerlemelerin önünü tıkamıştır. Keyfi olarak nitelenebilecek idari oluşum yanında halkından kopuk, ülke realitesinden uzak, değişen dünya realitesine göz kapamayı yeğleyen idarecilerin en büyük haksızlığı, girişim, düşünüş ve vicdana yönelik alanlarda halkın önünü tıkaması olmuştur. Bu nedenle İslam dünyasının son günlerde elde edebileceği en değerli kazanım, otoriter rejimlerden demokratik bir yönelişe kayma olacaktır.

Arap dünyasının bu kazanımının sürekli ve gittikçe daha da iyileşecek bir yapıda olabilmesi için, oluşumun, dıştan bir zorlama ile değil, içten olması gerekirdi, öyle de oldu. Nitekim Kuzey Afrika’daki yeni oluşumlar, kendi içerisinden beslenmiştir. Başta Amerika ve Avrupa Birliği olmak üzere dış desteğe de sahip olabilir, ancak bu dönüşüm oluşturabilecek bir yapıda değildir. Belki onu yönlendirebilecek bir konumdadır. Zira ana etken ve motor güç, kendi halklarından kaynaklanmıştır. Bununla birlikte, Batıyla yakın ilişkide olan Kuzey Afrika halklarının, onlardan etkilenmediği, iletişim araçlarıyla takip ettikleri Türkiye’deki gelişmelerin tesiri altında kalmadıkları da iddia edilemez.

NIC raporuna göre Türkiye’de, İslam’ın yükselişi yanında ekonomi ve modernleşmenin ilerlemesi gözlerden kaçmamaktadır. Bu haliyle Türkiye Ortadoğu ülkeleri için model olmayı hak etmektedir.

Türkiye’nin bu “model“ oluşumu, İslam dünyasına yönelik, bilinçli bir modellik temayülünden kaynaklanmamaktadır. Ancak dünyadaki gelişen olaylar, insanlardaki yükselen trendler ve küreselleşen yapı, bunu kendiliğinden teşvik etmektedir. Zor bir süreçten geçmesi beklenen Arap dünyası için yine en büyük yardım ve katkı Türkiye’den geçecektir. Zira hayatı uluslararası sorunlara arabuluculukla geçen Finlandiya eski Cumhurbaşkanı AHTISAARI’nin Libya için dediği gibi, Arap dünyası Batıya güvenmemektedir.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2711 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1078
Avrupa 22 637
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1381 ) Etkinlik ( 53 )
Alanlar
Balkanlar 24 293
Orta Doğu 23 608
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 3 184
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 77 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 19 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2042 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2042

İnsanoğlunun doğal yaşam ortamı karalardır. Ancak, dünyanın büyük kısmı denizlerle kaplı olup deniz insanoğluna refah, zenginlik ve güç getirecek özelliklere sahiptir. Bu açıdan bakıldığında insan toplulukları, doğal olarak, sosyolojik gelişmelerinin her aşamasında evvela doğal yaşam ortamları olan ...;

Ukrayna’da Rusya’nın yakın zamanda büyük bir saldırı gerçekleştireceği haberlerinden ABD’nin Ukrayna’yı son ana kadar destekleyeceğini deklare etmesine kadar karmaşık ve belirsiz bir durum söz konusu. Rusya ile “sınırsız dostluğu“ bulunan Çin ise bu karmaşık durum karşısında pozisyon belirlemeye çal...;

Çağımızda, ülkeler arasındaki ilişkilerde konjonktüre bağlı olarak meydana gelen değişimler sonucunda, klasik diplomasi yöntemlerinin yanında yeni kavramlar da ortaya çıkmıştır. Diğer ülke yönetimlerini ve uluslararası örgütleri etkilemek hedefiyle birlikte, yabancı kamuoyunu da etkilemek ihtiyacı d...;

TASAM Staj Programı; katılımcıların akademik çalışma yetkinliği kazanmasına destek olarak kaynaklara ulaşma, bilgi toplama ve iletişim gibi konularda mevcut yetenek ve özelliklerini geliştirmelerini amaçlamaktadır. TASAM’ın mevcut çalışma alanları kapsamında değerlendirilecek stajyerlerin, bu alanla...;

Dünyadaki en güçlü ve etkili istihbarat servisleri açısından merak edilen en önemli konuların başında, Çin’in Afrika’daki askeri ve siyasi stratejik planları gelmektedir. Afrika madenleri ve enerji yatakları Çin’in bu kıtaya yönelmesinde temel etkendir. ;

Göç, ulus-devletlerin düzenlemesi ve kontrol altında alması gereken bir 21. yüzyıl gerçekliği midir? Bu sorunun yanıtına farklı Uluslararası İlişkiler (Uİ) teorilerinden görece farklı yanıtlar verilebileceği düşünülse de ortak bir kabule varılabilir: Uluslararası göçün düzenlenmesi. Göç ve güvenlik ...;

Artık, ulusal ya da uluslararası her seviyede güvenliği geçmişin anlayış ve kurumları ile sağlama imkânı zayıflamaktadır. Hızla gelişmekte olan teknolojilerin neden olacağı ekonomik ve toplumsal dönüşümler, uluslararası düzenin de yeni bir çerçeveye yani devletsiz (sınırların olmadığı post-modern) s...;

Arap yarımadası tektonik hareketlerle Afrika’ya doğru kayarken hiç olmazsa siyasi faylardaki gerilimi azaltacak girişimler önem kazanıyor. Necef Zirveleri işte bunlardan biri.;

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.