Uygarlık Ve Barbarlık...

Alıntı

Dünyamız tarih boyunca müthiş trajedilere tanıklık etti: Savaşlar... Salgın hastalıklar... Kitle kıyımları... Depremler... Bugünün dünyası, geçmişten aldığı dersler ve süreç içerisinde kaydedilmiş teknolojik başarılarla, bütün insanlığı etkileyen büyük trajedilere kendini kapatabilir, meydana gelen doğal âfetler de dayanışma yoluyla az zararla atlatılabilirdi. ...

Dünyamız tarih boyunca müthiş trajedilere tanıklık etti: Savaşlar... Salgın hastalıklar... Kitle kıyımları... Depremler... Bugünün dünyası, geçmişten aldığı dersler ve süreç içerisinde kaydedilmiş teknolojik başarılarla, bütün insanlığı etkileyen büyük trajedilere kendini kapatabilir, meydana gelen doğal âfetler de dayanışma yoluyla az zararla atlatılabilirdi.

Gerçek durumun hiç de öyle olmadığını biliyoruz.

Savaşları ’çözüm’ olarak gören bir zihniyet varlığını hâlâ sürdürüyor. Bunun doğal sonucu, hemen her ülkenin dişinden tırnağından ayırdığını silâhlanmaya yatırmasıdır. Bütün dünyayı birkaç kez yok edebilecek çapta ölümcül silâhlar var değişik ülkelerin elinde; o tür silâhlardan mahrum olanların derdi de bir an önce ’ölümcül silâhlara’ sahip olmak... Hastalıklarla, fukaralıkla, geri kalmışlıkla küresel mücadeleye ayrılabilecek kaynaklar, maalesef, savaşlara veya savaşlara hazırlanmaya tahsis ediliyor.

İnsanlığın ortak birikimi sayılması gereken dinler, hem kendi müntesipleri arasında kardeşliği teşvik ediyor, hem de başka dinlerin mensuplarıyla iyi ilişkiler kurmayı öğütlüyor. İslâm dini sözgelimi, başka dinlerin mensuplarını ’ehl-i kitap’ olarak tanımlıyor ve hepsini zaten kabul ettikleri ’ortak bir payda’ etrafında buluşmaya dâvet ediyor. İstisnasız bütün dinler, câhilliği, fakirliği, çatışmacı ortamı yok etmeyi amaçlıyor.

Uygarlıkların temelinde yatan en önemli değer olan dinin öğütledikleri ile uygarlıkların birbiriyle ilişkisi taban tabana ters bugün. Bugünün dünyasına bakarak, ilk çağların ’gücü gücüne yetene’ sistemini andırır barbar bir düzene doğru hızla yol alındığı hissine kapılmamak elde değil. Korkmayan korksa iyi olacak: ’Uygarlıklar’ birbiriyle çatışarak ’uygarlık’ın sonunu getirebilirler...

Böyle bir ortamda İspanya ve Türkiye başbakanlarının ortak girişimi olan ’Uygarlıklar İttifakı’ projesi özel bir önem taşıyor. 18 bilge adamdan oluşan bir heyet, bir yıl boyunca çalışıp dünyamızın karşı karşıya kaldığı sorunlar üzerinde teşhisler ve çözüm önerilerini ihtiva eden ortak bir metin üretti. Birleşmiş Milletler (BM) onayını taşıyan bu çalışmanın en önemli yönü, kimseye, hiçbir ülkeye hulûs çakma derdinde bulunmayan bir grup insanın ortak eseri oluşudur.

Raporun bir özelliği de, sorunlarla adlı adınca yüzleşmekten çekinmeyen bir üslupla kaleme alınmasıdır. Bu sayededir ki, sorunun kaynağında ’din’ ve ’dinî duyguları’ arayanlara, “Esas sorun, evet, Müslüman Âlemi ile Batı arasında; ancak sorunun kökeninde din değil, uygulanan politikalar yatıyor“ diyebilmiş rapor... İslâm Dünyası’nda esasen varolan Batı’yla ilgili önyargıları daha da besleyen yanlış politik çizgiyi eleştiriyor rapor; tartışmanın tam orta yerine de sorunların sorunu olan ’Arap-İsrail ihtilâfı’nı yerleştiriyor.

Küresel çapta yaşanan sorunların kaynağı küreselleşme aslında. Daha önceleri herkes, her cemaat, her ulus kendisi ile yakınlarını -bilemediniz komşularını- ilgilendiren kaygılar taşırdı; bugün bütün dünya hepimizi ilgilendiriyor ve kaygılar da bu yüzden ortak. Küreselleşmenin yol açtığı dertlerin kaynağı tam tespit edilemediği için, karşılaşılan sorunları yanlış sebeplere bağlayanlar da çok. Oysa, dün İstanbul’da yapılan raporun tanıtım toplantısında açıkça ifade edildiği üzere, küreselleşen dünyamızda dertler küreselleştiği gibi çözümler de küresel planda aranmak zorunda.

Heyetin çalışmasının ’sorunların sorunu’ olarak ilân ettiği Arap-İsrail ihtilâfı bugünlerde yeniden gündemi belirliyor. Sivil hedeflere saldıran ve güç kullanarak egemenliğini Filistinliler üzerine de yaymak isteyen İsrail’e karşı, BM, yeterince etkili olamıyor. İstanbul’dan dünyaya açıklanan rapor BM’yi işlevsiz hale getirmeye çabalayanlara da bir ihtar olarak görülmeli.

Uygarlıkları barıştıramazsak ortada uygarlık kalmayacak...

Kaynak: Yeni Şafak Gazetesi / 14.11.2006

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2716 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1082
Avrupa 22 638
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1381 ) Etkinlik ( 53 )
Alanlar
Balkanlar 24 293
Orta Doğu 23 608
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 3 184
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 77 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 19 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2043 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2043

Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nin küresel hegemonyasını koruma refleksiyle hayata geçirdiği yeni Soğuk Savaş için “Önleyici Soğuk Savaş” tanımını yaptığım ve ABD’yi bu stratejiye iten gelişmeleri aktardığım kitabı 30 Aralık 2022’de Scala Yayıncılık vasıtasıyla yayımladık. ;

Kırgızistan ve Türkiye eski tarihlerden itibaren kültürel bir bağla bağlanmıştır. Türkiye - Kırgızistan arasındaki dinamik ilişkiler sadece ülkelerin arasında değil, halkların arasında da bulunmaktadır. Bu durum ekonomik, sosyal, uluslararası ve özellikle ise askerî alanda işbirliği yapmak isteğinde...;

Son yıllarda Çin, ekonomik ve askeri gücüyle dünya sahnesinde giderek daha iddialı hale geldi. Çin, kendisini küresel meseleleri şekillendirmede daha büyük bir rolü hak eden yükselen bir güç olarak görüyor. Aynı zamanda Çin, ABD ve diğer Batılı güçlerin etkisine karşı temkinli davranıyor ve uluslara...;

Çin başkanı Xi Jinping’in 22 Mart’ta Moskova’ya yaptığı 3 günlük ziyaret, Batıya karşı bir başkaldırı ve Putin’e büyük bir destek olarak algılandı. Çin uluslararası siyaset sahnesinden dışlanan Rusya’dan ne bekliyor? Beklediğini alınca ne yapar?;

Öncelikle iki hususa değineceğim. İlki; “Türklerin denizci olmadığı” ifadesine ilişkindir, bunun Türkleri aşağılayıcı bir ifade olduğunu ve tarihi bilmemekten kaynaklandığını belirtmek isterim. Diğeri ise Mavi Vatan’ın haritasını nasıl çizdiğime ilişkindir. ;

İran coğrafyası uzun yıllardır insanlığın yerleştiği bir bölge olmaktadır. Konum itibariyle Anadolu, Mezopotamya, Kafkasya ve Orta Asya gibi kadim bölgelerin kesişim noktasıdır. Persler ilk olarak Asur kaynaklarında yer almaktaydılar. Yapılan incelemeler ve çalışmalar sonucunda varılan kanıya göre İ...;

İnsanoğlunun doğal yaşam ortamı karalardır. Ancak, dünyanın büyük kısmı denizlerle kaplı olup deniz insanoğluna refah, zenginlik ve güç getirecek özelliklere sahiptir. Bu açıdan bakıldığında insan toplulukları, doğal olarak, sosyolojik gelişmelerinin her aşamasında evvela doğal yaşam ortamları olan ...;

Çağımızda, ülkeler arasındaki ilişkilerde konjonktüre bağlı olarak meydana gelen değişimler sonucunda, klasik diplomasi yöntemlerinin yanında yeni kavramlar da ortaya çıkmıştır. Diğer ülke yönetimlerini ve uluslararası örgütleri etkilemek hedefiyle birlikte, yabancı kamuoyunu da etkilemek ihtiyacı d...;

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...