Türkiye'nin Yeni PKK Stratejisinin Parametreleri

Yorum
2001 11 Eylül sonrası, Türkiye’de ve bölgede yaşananlar ekonomik paylaşım rekabetinin yansımasından başka bir şey değildir. Paylaşılacak metanın mevcudu ve potansiyel miktarı kanlı ve uzun süreli bir savaşı gerektirecek kadar büyük. Paylaşımı kazanmak, sadece ekonomik çıkar sağlamıyor, aynı zamanda mevcut ve potansiyel rakipler üzerinde uluslararası stratejik bir üstünlük sağlamayı da garantiliyor. Bugünün koşullarında, enerjinin vazgeçilmezliği onu jeopolitik bir meta haline getirmiş durumda. Bu bağlamda bölgemizdeki gelişmeleri değerlendirirken ve geleceği planlarken büyük resmi gözden kaçırmamak gerekiyor.

Türkiye ve Bölgesel Projeler
Türkiye Cumhuriyeti 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası ilk defa resmi bir mutabakat ve uluslararası hukuk çerçevesinde sınır dışı askeri güç kullanıyor. Askeri gücün kullanıldığı her yerde, mutlaka iki temel siyasi hedef bulunmalıdır. Birincisi, ulusun birlik ve beraberliği ile toprak bütünlüğünü muhafaza etmek, diğeri ise sınır dışı bölgesel ulusal çıkarları elde etmektir. PKK’ye yönelik askeri güç kullanımı, dolaylı olarak her iki hedefin ele geçirilmesine de hizmet etmektir. Bu bağlamda Türkiye’yi ilgilendiren sınır dışı iki ana proje bulunmaktadır.

· Birincisi, Doğu Akdeniz havzasındaki petrol ve gaz yataklarının paylaşımı,
· İkincisi, Basra Körfezi petrol ve gazının İran’ı (Hürmüz Boğazı’nı) baypas ederek Doğu Akdeniz’e akıtılmasıdır.

Bugün savaşa dönen Suriye’deki karışıklıkların 2011 başlarında ateşlenmesi tesadüf değildir. Bunun nedeni, 2010 Temmuz ayında Çin-Suriye-İran-Irak arasında imzalanan anlaşmadır. Bu anlaşma, İran ve Irak doğal gaz ve petrolünün Suriye üzerinden doğu Akdeniz’e akıtılması anlaşmasıydı. Böylece Çin ilk defa ekonomik ve ticari faaliyetlerin dışında Akdeniz’deki bir yatırım projesinde yer alacaktı. Ayrıca Suriye, kendi deniz alanlarındaki petrol ve doğal gaz araştırma yetkisini de Rusya’ya vermişti. Suriye’deki iç savaş ile bu projeler başlamadan rafa kaldırıldı. Ancak onun yerini Irak ve Kürt Bölgesel Yönetiminin (KBY) gaz ve petrolünün parçalanan Suriye üzerinden açılacak bir koridor ile doğu Akdeniz’e ulaştırılması aldı. Bu projeye daha sonra Kuveyt, BAE, Irak, Katar, Bahreyn petrol ve doğal gazının da eklenmesi planlanmaktadır. Mursi’nin devrilmesinde de, yönetimsel hatalarının yanında, doğu Akdeniz’de İsrail- Güney Kıbrıs ve Mısır arasında deniz alanlarının paylaşım anlaşmasını iptal edeceğini açıklamasının da önemli bir etkisi olduğu söylenebilir. Uluslararası projeler kâğıt üzerinde son derece kolay görünürler. Ancak uygulamak o kadar kolay değildir. Bu koridor, Türkiye sınırı boyunca devam edecektir. Parçalanması planlanan Suriye’de bu alanın kimin tarafından kontrol edileceği son derece önemlidir. Ancak kim tarafından kontrol edilirse edilsin koridorun büyük bir kısmı Türkiye ile sınırdaş olacaktır. Ayrıca doğu Akdeniz’de yükleme ve depolama yapılacak deniz terminallerinin güvenliği de ayrı bir güvenlik sorunu olacaktır. Kısaca Türkiye’nin olur vermediği, kabul etmediği ve bizzat içinde yer almadığı bu ve benzer hiçbir projenin hayata geçirilmesi mümkün değildir. Enerji başta olmak üzere, stratejik önemdeki çok uluslu ekonomik yatırım projeleri dostluk, barış ve samimi işbirliği projeleri olmak zorundadır. Çatışma ve uzlaşmaz bir rekabete dayalı projeler hayata geçirilse bilse, idameleri mümkün olamaz.

Türkiye’nin Yeni PKK Stratejisinin Temel Kriterleri
IŞİD faktörünün de bölgeye eklemlenmesiyle birlikte Türkiye’ye yönelik tehdit çok yönlü bir hale gelmiştir. ABD ile IŞİD konusunda işbirliği yapan ve İncirlik hava üssünü açan Türkiye’nin PKK’ya yönelik hareket serbestisi artmıştır. Bu çok önemli bir avantajdır. PKK ile mücadelede Türkiye’nin dikkate alması gereken kıstaslar şöyle sıralanabilir;

· Türkiye, öncelikle bölgede bağımsız bir Kürt devleti kurulma planları nedeniyle kendi varlığına (Beka) olan tehdidi, ikincisi doğu Akdeniz’deki hayati ekonomik ve jeostratejik milli menfaatlerini dikkate alan ortak bir strateji geliştirmek zorundadır. Bu bağlamda KKTC’nin bağımsız veya federal bir siyasi yapıdaki statüsünün devamı, hem Türkiye’nin güvenliği hem de bölgesel ulusal çıkarları açısından vazgeçilmezdir.
· Türkiye’nin yeni PKK stratejisi ile psikolojik üstünlük altı sene sonra Türk hükümetinin eline geçmiştir.
· Kürt Bölgesel Yönetimi sınırları içindeki PKK’nın hukuki, siyasi ve coğrafi statüsünün detaylı sorgulanmasının zamanı gelmiştir. Büyük çoğunluğu Türk vatandaşı olan PKK’lı teröristler, yabancı bir ülkede konuşlanmaktadır. Önceden Suriye’nin Bekaa Vadisi’nde Suriye’nin himayesi altındaydı. Şimdi Irak toprakları içinde kimin himayesindedir? Şimdi kapalı olan, Yunanistan’daki Lavrion kampında da uzun bir süre eğitim almışlardı. Daha sonra, Irak’ı işgal eden ABD tarafından dolaylı olarak himaye edilip, varlıklarına ve faaliyetlerine göz yumulmuştur. Kısaca, PKK sürekli dış destek ve himaye gören bir örgüt konumunu hala korumaktadır. Irak Başbakanı Abadi Türkiye’nin PKK’ya yönelik askeri güç kullanımına karşı çıkmaktadır. Bu karşı çıkışın Irak adına değil PKK’nın potansiyel kullanıcıları adına yapıldığı açıktır. Kimdir onlar? Artık bir terör örgütünün, uluslararası hukuka aykırı olarak yasal Irak topraklarında bulunmasına izin verilmesi ve himaye edilmesi konusu BM’lere ve uluslararası diğer platformlara getirilmelidir.
· Son seçimlerden sonra, Kürt etnik kimliğinin doğrudan TBMM’de temsil edildiğini söyleyebiliriz. Bahse konu partinin arkasındaki halk desteğinin silahlı PKK desteğinden daha anlamlı hale getirilmesi anılan partinin sorumluluğundadır.
· Türkiye-Suriye sınırı boyunca oluşturulması hedeflenen potansiyel enerji koridoru projesi içinde Türkiye’nin güney sınırlarının da toprak kaybı şeklinde değiştirilmesi tehdidi unutulmamalıdır.
· Suriye ile diplomatik ilişki kurulması halinde ilk müzakere edilecek hususlardan birinin iki ülke arasındaki deniz alanlarının paylaşılması olduğu akıldan çıkarılmamalıdır.



Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2751 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 646
TASAM Asya 98 1102
TASAM Avrupa 22 645
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 291
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1393 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 294
TASAM Orta Doğu 23 614
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 188
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1297 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 782
TASAM Türk Dünyası 20 515
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2047 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
TASAM Türkiye 82 2047

Türkiye’de ekonomik büyüme ve kalkınma sürecinde büyük çaplı projelerin gerçekleştirilebilmesine yönelik olarak, mevcut finansman yetersizliğini en etkin şekilde ortadan kaldıracak bir finansman metodu bankacılık sistemine entegre edilmeye çalışılabilir. Bu çerçevede “Proje Bankacılığı” adı altında ...;

Mevcut küresel düzen parçalanma eğilimi gösteren bir momentumun eşliğinde yeni bir dünya düzenine doğru dönüşüme başladı. Büyük güç rekabetinin öne çıktığı bu yeni normalde asıl muharebenin ekonomik cephede gerçekleşeceği söylenebilir.;

İki liderin görüşmesinde, Moskova'nın azalan silah ve mühimmat stokunu yenilemek için Kuzey Kore'den malzeme temini konusunda bir görüşme yapılıp yapılmadığı belirsizliği yer almaktadır. ;

Doğa ne kadar dakik! Hiç sektirmiyor. Evet, olağanüstü kuraklıklar, seller, yanardağ patlamaları, deprem veya yangınlar var. Ama bunların şiddeti artsa bile çoğu kez zamanlama açısından bir belirlilik var. ;

Çin, son yıllarda iki ülke arasındaki ekonomik ve siyasi işbirliklerinin artmasıyla birlikte Türkiye'ye açılıyor. Bunun nedeni, Türkiye'nin stratejik konumu, büyüyen ekonomisi ve ticari ortaklarını çeşitlendirme isteği gibi bir dizi faktördür. Çin, Türkiye'nin Avrupa ve Orta Doğu'ya açılan bir kapı ...;

Türkiye - AB ilişkilerinin tarihsel sürecine baktığımızda temel olarak Politika, Kimlik, Ekonomi, Güvenlik, Enerji ve Göç bağlamında ele alındığını söyleyebiliriz. 1963 yılında Türkiye’nin Avrupa Ekonomik Topluluğu’na katılmasıyla başlayan süreç, 1987 yılında tam üyelik başvurusuna ve 1999 yılında n...;

Hepimizin bildiği tek ev olan Dünya’ya artık sığmadığımız günlerdeyiz. Fakat artan insan nüfusu ve dolayısıyla azalan kaynaklar tek sebep değil. Merak, keşfetme tutkusu ve bilinmeze yol alma güdüsü evrende yeni evler bulma arzusunu harekete geçiriyor.;

Geçen hafta toplanan G20 zirvesinde dağ fare doğurdu diyebilirim. Son fotoğrafta, Biden, Modi ve Ursula Von der Leyen adeta halay çekiyor gibiydiler. Oysa ne başardılar? Evet, 55 üyeli Afrika Birliği gruba davet edildi. Bu en fakirlerin gönlü hoş olsun diye mi yapıldı? Yoksa Afrika’yı Rusya’nın penç...;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.