“Erdi Bahar; Geldi yine Lale Zamanı“
Saatli Maarif Takvimine göre, 2015 de de Nisan ayı alışılmışı bozmayıp, ara ara fırtınalar estirecek. Ama bunların adı bile güzel. Kuğu fırtınası, Çiçek Fırtınası. Nisan ayında arılar oğul verecek, serçeler yavrulayacak. Ağaçlara kalem aşısı yine bu ay yapılacak. Takvim Nisan ayında aynı zamanda çiçeklerin açması ve bülbüllerin şakımaya başlamasını müjdeliyor. Yani ne olursa olsun doğa Nisan’da neş’eli bir devinim içinde.
Doğanın Gücü ve Zafer
Eskiden bu ay sadece İnönü savaşları ile 23 Nisan Egemenlik ve Çocuk bayramını kutlardık. Ama şimdi Nisan ayında neredeyse her gün bir kutlama veya kutsama var. Elimdeki takvim, daha ayın 1 inden itibaren, sırası ile Erciş ve Van’ın kurtuluşu, Deniz Şehitleri günü, Plevne günü, Şanlı Urfa, Hakkari, Muş, Kars ve Ardahan’ın kurtuluşu, Hareket ordusunun İstanbul’a gelişi ve daha nice önemli güne işaret ediyor. Yani Nisan ayı, doğa için olduğu gibi Türkiye için de yeniden canlanmayı ve küllerinden doğmuşluğu temsil ediyor.
Çiçek Fırtınası başka, Vatan Savunması bambaşka
Saatli Maarif Takvimi 24 Nisan’da “Çiçek Fırtınası“ na işaret ediyor. Doğa ritmini değiştirmiyor, takvim de bunların hiç birini atlamıyor. Şimdi belki çiçek fırtınası deyip geçiyoruz. Ama 100 yıl önce o fırtınayı yaşayanların gözü çiçek miçek görecek halde değildi. Onlar için doğanın her fırtınası, doğal olmayan her türlü afetle karışıp, bu coğrafyada yeryüzüne indi, indi. Tabii asıl fırtına onlar için 24 Nisan’ın, 25 ine döndüğü gün patladı. Çünkü 25 Nisan müttefiklerin 1915 de başlattığı Çanakkale çıkarmasının ilk günüydü. Ulu şairin dediği gibi
“Öteden sâikalar parçalıyordu âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyordu a'mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Söndü göğsünün üstünde o arslan neferin.
Ölüm indirmedeydi gök, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipiydi: Savruldu enkaaz-ı beşer“.
Saatli Maarif Takvimi bunu da atlamamış. Yani Çanakkale için 24 Nisan’a tarih düşmemiş. 24 Nisan yine “Çiçek Fırtınası“, 25 Nisan yine Çanakkale. 100. yıl kutlamalarına hazırlandığımız şu günlerde, şahidimiz tarih ve Saatli Maarif Takvimi.
Tarihe ve Takvime Rağmen Dünya Niye Yutsun ki
Şimdi Şark kurnazlığı ile bir şaşırtmaca yapmak istedik. Amacımız dünyanın dikkatini, yine dünyanın her yıl hatırladığı ve yeni yeni önlemler almaya çalıştığı bir günde, Ermeni iddialarından, başka bir yöne kaydırmaktı. 100 yıl kutlamasını bir gün öne çekmeye böyle bir niyetle karar verdik. Bence aslında kutlamalara çok önce başlamalıydık. Şaşırtmaca amacı ise bize hiç yakışmadı. Çünkü Çanakkale, öyle bir destan ki, her gün kutlamaya değer. İyi hesaplanmayan amaçlara da alet edilmemeliydi. Zaten elimdeki takvimin inanmadığına dünyayı nasıl inandırabilirdik?
Fireli Kutlama
Nitekim bu yıl 24 Nisan kutlaması fireli olacak. 100 yıl önce müttefik sömürge askerlerinin bugün bağımsızlık kazanmış ülkeleri gelir mi Allah bilir. Oysa ulu şair bize o günü anlatırken,
“Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!“ diyordu.
25 Nisan’da eminim yine Anzak’lar gelecek.Onlar dedelerinin anısını, bir devrin utancında yaşatacak. Biz de kıvancı bu günde yaşamalıyız. “Peygamberin ağuşunda şüheda“; Bu toprakların ağuşunda ANZAK’lar ve niceleri.
Ama Putin Tavrını Koydu ve Erivan’ı Tercih Etti
24 Nisan Türkiye ile Ermenistan arasında bir yarış günü olarak ortaya konunca Rusya ve Putin, tercihini Erivan’dan yana kullandı. O gün Putin Erivan’da düzenlenecek “100’üncü Yılda Soykırımı Anma Törenine“ katılacak.. Çanakkale Zaferi’nin 100’üncü yıl dönümünde, en önemli ticaret ve “stratejik“ ortağımız, gaz boruları ile bizi sımsıkı saran, bize nice enerji projesi sunan, sebeb-i hararetimiz Rusya’nın devlet başkanı Putin yer almayacak. Belki soykırımı tanıdığını söylemeyecek. Ama Sarkisyan’ın yanında arz-ı endam edecek. Eğer biz kutlamayı 25 Nisan da yapsaydık muhtemelen Çanakkale’ye de gelecekti. Şimdi nerede hata yaptık?
Medvedev’den Medet Ummak Taktik Hata
Le Monde, Publico, Kathimerini gibi gazeteler, “1915- 2015: Gelin Ermeni Soykırımı’nı Hep Birlikte Türkiye’de Analım!“ ilanları ile 24 Nisan için çağrıda bulunurken, Türkiye Putin olmazsa Medvedev de olur havasında. Ya Medvedev, Çanakkale’ye diye gelir, ama Ermeni Soykırımı anmalarına katılırsa ne olur? Böyle bir riske hazır mıyız? Yoksa zaten istediğimiz Çanakkale zaferinin 100. yıl kutlamalarının bir şekilde gölgelenmesi mi?