Dünya İslam Forumu

Konuşma

Dünya İslam Forumu...

Dost ve kardeş ülke Pakistan’ın Devlet Başkanı Sayın Memnun Hüseyin, Sayın Senato Başkanı ve Dışişleri Bakanı başta olmak üzere, Senatör Müşahid Hüseyin’e ve Aiza Hanımefendi’ye ve diğer tüm çalışma arkadaşlarına 6. İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu’na teşrifleri ve katkıları için teşekkür ediyorum.

Forum sürecini İİT Genel Sekreterliği ile birlikte İstanbul’da başlattık. İİT’nin bugüne kadar olan kurumsal ilgi ve desteği için minnettarız. Gelinen aşamada daha güçlü bir işbirliğine olan ihtiyacın altını çiziyorum. Forum’un gerçekleşmesine katkı sunan tüm sponsorlara ve en önemli katkıyı katılımınızla veren sizlere şükranlarımı sunuyorum.

Özellikle son 10 yılda gelişen yeni dünya çok sofistike bir rekabet içeriyor. Entegrasyon, mikro-milliyetçilik ve öngörülemezlik parametreleri dünyayı şekillendiriyor. Mikro-milliyetçiliğin bir rekabet unsuru olarak kullanılmasının ilk sonuçlarını İslam ülkelerinde görüyoruz. Fakat başka bölgeler de bu durumdan muaf değil. Herkes için belli oranda bir tehdit var. Entegrasyon boyutunda da dünyada çok önemli gelişmeler var. Avrupa Birliği’ni model alan çok sayıda entegrasyon girişimi var. Fakat en önemlisi son 3 yılda gelişen ve Trans-Atlantik ve Trans-Pasifik ile ayrı ayrı gelişen ticaret ve yatırım ortaklığı süreçleri. Trans-Atlantik ve Trans-Pasifik’teki ortaklık süreci tamamlandığında dünya ticaretinin % 73’ünü kontrol eden bir yapı ortaya çıkacak. Bu sadece ekonomik değil, siyasi ve hatta askerî bir entegrasyonu içeriyor. Bu duruşun karşısında da Rusya ve Çin gibi yeni güç adaylarının bulunduğunu görüyoruz.

Doğu ile Batı arasında rekabet alanı olarak şekillenen yaklaşık 100 ülke var. İslam ülkeleri bu 100 ülkenin içerisinde. Dolayısıyla, tarihî bir meydan okuma herkes için söz konusu. İslam dünyasının da kendi entegrasyon çerçevelerini daha güçlü hâle getirmesi gerektiğini düşünüyorum; siyasi, ekonomik ve askerî argümanlarla bu entegrasyonu derinleştirmesi gerekiyor. Örneğin, İİT, D8 Ekonomik İşbirliği Örgütü ve mevcut diğer işbirliği teşkilatları…

Bir diğer önemli meydan okuma da, “devlet doğasının değişimi“. Devlet doğası değişiyor ve biz bunu tartışmıyoruz. Devletlerin rolü ve gelecekte alacakları pozisyon değişecek. Şu an var olan ve inşa ettiğimiz birçok kurumsal yapının bir süre sonra işe yaramadığını hep birlikte göreceğiz. Değişen devlet doğasının ne olduğu üzerine birlikte çok çalışmamız gerekiyor. Örneğin, sert güç inşasının oranı ile yumuşak güç inşasının oranı ve enstrümanları gibi. Biz İslam dünyası olarak var gücümüzle sert güce yatırım yapıyoruz. Çok kısıtlı kaynaklarımızı buraya akıtıyoruz. Belki bir süre sonra bunların önemli bir bölümü işe yaramayacak veya anlamsız kalacak. Yumuşak gücün ne olması gerektiği konusuna dair de daha çok tartışmaya ihtiyacımız var.

Devlet doğasının değişimine paralel olarak güvenlik açısından, “beklenti yönetimi“ kavramı çok öne çıkıyor. Beklenti yönetimini sağlayamayan ülkeler savrulmaya başladılar, sırada daha birçok ülke var. Çok karamsar bir konuşma yaptığımı lütfen düşünmeyin. Kendimce doğru gördüğüm fotoğrafı sizlerle paylaşmaya çalışıyorum. İslam dünyasının Batı’daki kurumsal birikimden yararlanma noktasında çok ciddi eksiklikleri var. Batı dünyasının İslam dünyasına karşı çifte standartlarından kaynaklanan bir güvensizlik de var. Dolayısıyla çizdiğim tüm bu çerçeve içinde, Forum’da tartışılacak konuların İslam dünyasına katkı yapmasını diliyorum.

Biz bu Forum inisiyatifini başlatırken, temel amacımız İslam dünyasında eleştirel düşünce kapasitesinin yükselmesine katkıda bulunmaktı. Eleştirel düşünce inşası için düşünce kuruluşları, çok rafine ve önemli kurumlardır. İslam dünyasında binlerce güçlü kurumsal düşünce kuruluşuna ihtiyacımız var. Mevcut olanların da daha güçlü işbirliğine ve kapasite büyütmeye ihtiyacı var. İİT’nin bu anlamda farkındalığının artmasını bekliyoruz ve bu yönde çalışmaları olduğunu da biliyoruz. Fakat her zaman klasik bir tuzak var: Bu işlerin resmî yapılmak istenmesi. Resmî prosedür içinde yürütülen düşünce faaliyetlerinin yararlı olmadığı binlerce defa saptandı.

Önümüzdeki yıl inşallah yedinci Forum’u yapacağız. Ev sahipliği tekliflerine açığız. Fakat cazip bir teklif gelmezse biz İstanbul için hazırız. İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Platformu’nun Akil Kişiler Kurulu’na da teklif etmeyi düşündüğüm bir konu var. Önümüzdeki yıldan itibaren Forum’un isminin “Dünya İslam Forumu“ olarak değiştirilmesini önereceğim. Sadece İİT üyesi İslam ülkeleri değil, Hindistan gibi büyük İslam toplumlarını barındıran ülkeler başta olmak üzere, dünyadaki tüm İslam toplumlarını kapsamanın daha yararlı olacağını ve gerekli olduğunu düşünüyorum. Bu tür inisiyatiflerin “güç ve adalet“ temelinde hem İslam dünyası için hem bölgeler için hem de dünya barışı için çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Adaleti sağlayabilmemiz için daha çok güç inşa etmemiz gerekiyor. Akşam da inşallah Pakistan Devlet Başkanı Ekselansları Memnun Hüseyin’i ağırlayacağız. Birlikte, bu yıl ilk defa Forum kapsamında verilecek olan “İslam Dünyası İstanbul Ödülleri“ni takdim edeceğiz. Tekrar çok teşekkür ediyor, hepinize şükranlarımı sunuyorum.

( TASAM Başkanı Süleyman ŞENSOY | Açılış Konuşması | 6. İslam Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu | 7 Mart 2014, İslamabad )
Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2751 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 646
TASAM Asya 98 1102
TASAM Avrupa 22 645
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 291
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1393 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 294
TASAM Orta Doğu 23 614
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 188
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1297 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 782
TASAM Türk Dünyası 20 515
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2047 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
TASAM Türkiye 82 2047

Yaşanabilir bir vatan ya da devlet olabilmek için öncelikle her şey insan için olmalıdır. Yani devleti yaşat gerisi önemli değil, olmamalı. Şeyh Edebali’nin dediği gibi “insanı yaşat ki devlet yaşasın.“ ;

Mevcut küresel düzen parçalanma eğilimi gösteren bir momentumun eşliğinde yeni bir dünya düzenine doğru dönüşüme başladı. Büyük güç rekabetinin öne çıktığı bu yeni normalde asıl muharebenin ekonomik cephede gerçekleşeceği söylenebilir.;

İki liderin görüşmesinde, Moskova'nın azalan silah ve mühimmat stokunu yenilemek için Kuzey Kore'den malzeme temini konusunda bir görüşme yapılıp yapılmadığı belirsizliği yer almaktadır. ;

Doğa ne kadar dakik! Hiç sektirmiyor. Evet, olağanüstü kuraklıklar, seller, yanardağ patlamaları, deprem veya yangınlar var. Ama bunların şiddeti artsa bile çoğu kez zamanlama açısından bir belirlilik var. ;

Çin, son yıllarda iki ülke arasındaki ekonomik ve siyasi işbirliklerinin artmasıyla birlikte Türkiye'ye açılıyor. Bunun nedeni, Türkiye'nin stratejik konumu, büyüyen ekonomisi ve ticari ortaklarını çeşitlendirme isteği gibi bir dizi faktördür. Çin, Türkiye'nin Avrupa ve Orta Doğu'ya açılan bir kapı ...;

Türkiye - AB ilişkilerinin tarihsel sürecine baktığımızda temel olarak Politika, Kimlik, Ekonomi, Güvenlik, Enerji ve Göç bağlamında ele alındığını söyleyebiliriz. 1963 yılında Türkiye’nin Avrupa Ekonomik Topluluğu’na katılmasıyla başlayan süreç, 1987 yılında tam üyelik başvurusuna ve 1999 yılında n...;

Hepimizin bildiği tek ev olan Dünya’ya artık sığmadığımız günlerdeyiz. Fakat artan insan nüfusu ve dolayısıyla azalan kaynaklar tek sebep değil. Merak, keşfetme tutkusu ve bilinmeze yol alma güdüsü evrende yeni evler bulma arzusunu harekete geçiriyor.;

Geçen hafta toplanan G20 zirvesinde dağ fare doğurdu diyebilirim. Son fotoğrafta, Biden, Modi ve Ursula Von der Leyen adeta halay çekiyor gibiydiler. Oysa ne başardılar? Evet, 55 üyeli Afrika Birliği gruba davet edildi. Bu en fakirlerin gönlü hoş olsun diye mi yapıldı? Yoksa Afrika’yı Rusya’nın penç...;

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 1

  • 06 Eki 2022 - 06 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...