“Yeni Bir Çağ” Analizi

Makale

Dünle birlikte gitti düne ait ne varsa Bugün yeni şeyler söylemek lâzım. Mevlâna Zaman her şeyi eskitebilir. Fakat Efesli düşünür Heraklit’in (Herakleitos) “Değişmeyen tek şey değişimdir” cümlesinin metaforu yukarıdaki beyit, bir insan üretimi olarak her daim yeniliğini koruyacaktır....

Dünle birlikte gitti düne ait ne varsa
Bugün yeni şeyler söylemek lâzım.

Mevlâna

Zaman her şeyi eskitebilir. Fakat Efesli düşünür Heraklit’in (Herakleitos) “Değişmeyen tek şey değişimdir“ cümlesinin metaforu yukarıdaki beyit, bir insan üretimi olarak her daim yeniliğini koruyacaktır.

Çağın en popüler kelimesi “değişim“; teknolojik gelişmelerin gündelik hayatta yaygın kullanımı neticesinde siyasette, ekonomide, uluslararası ilişkilerde, eğitimde, akademik camiada, sosyal hayatta her yerde baskısını, bu kez moda veya sözde bir kavram olarak değil özde ve içi dolu olarak hissettiriyor.

İnsanlar yeni durum karşısında şaşkın. Siyasetçi iç ve dış gündemi takipte zorlanıyor. Bürokrat gelişmelerin hayatına getirdiği teknik ve sosyal farklılıklara uyumda güçlük çekiyor. Hangi boyutta olursa olsun, bilim adamları uzmanlık sahalarında ortaya çıkıveren yığınla konu arasında seçim yapıp analize hangisinden başlayacağı konusunda mütereddit. Onlar için araştırılıp analiz edilecek, üzerinde tezler yazılacak münbit yeni ortam ve şartlar belirginleşiyor. Pratik yine, çıktığı yeni yolda, teoriyi ardından gelmeye zorluyor.

Amerikalı Nobel Ödüllü Ekonomist Milton Friedman (d. 1912 - ö. 2006) “Capitalizm and Freedom“ adlı kitabında ekonomik özgürlükle siyasi özgürlük arasında paralellik kurup; “bir ülkede para serbestçe dolaşmıyorsa, hiç bir fikir serbestçe dolaşamaz“ demişti. “Para“nın yerine “küresel markalar“ı koymak önermeyi daha anlaşılır kılacaktır. Freadman’ın sözüne teknoloji serbestçe dolaşamıyorsa hiç bir fikir serbestçe dolaşamaz önermesiyle katkıda bulunmak onun düşüncesini bir adım öteye götürüp daha da iyileştirmek (upgrade) olacaktır.

Her çağ, şekillenip somutlaşırken, kendisi ile birlikte kavramlarını, deyimlerini dolayısı ile dilini, sosyolojisini, ekonomisini, normlarını ve hukukunu da vizyona taşır. Tebellür eden her yeni, kaçınılmaz olarak önceki paradigmal çerçeveyi aşındırırken kendi paradigmasını inşa eder. “Teknolojiler, tıpkı sözcükler gibi metafordurlar. Onlar da benzer biçimde, kullanıcıyla çevresi arasında yeni ilişkiler kurulana kadar kullanıcıyı dönüştürürler.*

Günümüzde insanlık sürekli çevrimiçi (online) hâlde. Her şey sayısallaştırılarak dijital ortama aktarılıyor. Kişilerle, kimliklerle bağlantılı gerçek hayatın gölgesi diyebileceğimiz, onun kadar somut, sosyal bağlantı ve ilişkilerin de taşındığı paralel evren internet, yeni ulus üstü/ötesi sosyal ve kültürel yapıyı şekillendiriyor.

Görünen o ki 21. Yüzyılın manifestosunu sosyal hayatta bireysel kullanımı yaygınlaşan teknoloji yazıyor. Meselâ sivil toplum, bu makalenin yazıldığı günlerde Mağrip Ülkeleri ve Ortadoğu’da yaşananlarda olduğu gibi, internette, sosyal ağlardaki paylaşımların işaret fişeği ile kurumsal çatısı ve müşahhas önderi olmaksızın, tepki odaklı hareket ederek organize oluyor ve eylemini/tavrını ortaya koyuyor. Yöntem sadece bu ülkelerle sınırlı kalmayacak, yerel, ulusal ve küresel ölçekteki ekmek, huzur/özgürlük/güven ve adalet arayışında, maşer-i vicdanı, meşruiyet dayanağı görüp toplumsal bir eylem tarzı şeklinde yaygınlaşacaktır.

1960, 1970 ve 1980’li yıllarda doğan, sırasıyla 50, 40 ve 30’lu yaşlarındaki insanlar için zaman dünyada daha önce hiç olmadığı kadar hızlı aktı. Bu kuşaklar içinde ise 80’li yıllarda doğanların hayatı 70’li yıllarda doğanlarınkine oranla, onlarınki de 60’lı yıllarda doğanlarınkine göre daha seri geçti. Sonraki gelen her kuşağın dünyasının daha da görünür olacağını, teknolojiler sayesinde bir öncekine göre daha hızlı değişeceği ve dönüşeceğini tahmin etmek mümkün.

Bireyler, ulusal ve küresel şirketler, kurumlar, teşkilatlar, devletler ve uluslararası kuruluşlar “Neler oluyor, treni kaçırıyor muyuz?“ sorusunun cevabını arayıp yön belirlemeye çalışıyorlar. Şartlar zaman ve zemin bağlamında değişiyor. Artık yeni şeyler söyleyip yeni likit koşulların etkilerini normatif kaba koyarak analiz etmek gerekmekte. Araştırma merkezleri, düşünce kuruluşları her zamankinden daha aktif ve dinamik. Bu bakımdan anlama, algılama ve tespite dönük istisnasız tüm teknik ve sosyal disiplinlerde yapılan sempozyum, panel, kongre, seminer, forum sayıları 5-10 yıl öncesine nazaran katlanmış durumda.

Yaşananlar şimdiden, insanlığın yeniden tarihlemek zorunda hissedeceği kadar farklı ve benzersiz bir dönemi işaret ediyor. M.Ö. ve M.S. nicellemelerine ek olarak, şekillenmekteki dönemi vasıflandırmak için, görünüm yeterince netleştiğinde yeni bir devir adı belirlenecektir. Çünkü bu çağ birinci ve ikinci binyılın nitelik ile niceliklerinden çok farklı ve kıyas bile kabul etmeyecek biçim ve şartlarda beliriyor.

Üçüncü binyıl, ilk çeyreğini yaşadığımız bu yıllardaki “değişimin anatomisi“ni, “fütürizm“i de kullanarak en iyi okuyan ve onu basiretli öngörü ile analiz edebilenlerin milenyumu olacaktır.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2716 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1082
Avrupa 22 638
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1381 ) Etkinlik ( 53 )
Alanlar
Balkanlar 24 293
Orta Doğu 23 608
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 3 184
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 77 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 19 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2043 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2043

Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nin küresel hegemonyasını koruma refleksiyle hayata geçirdiği yeni Soğuk Savaş için “Önleyici Soğuk Savaş” tanımını yaptığım ve ABD’yi bu stratejiye iten gelişmeleri aktardığım kitabı 30 Aralık 2022’de Scala Yayıncılık vasıtasıyla yayımladık. ;

Kırgızistan ve Türkiye eski tarihlerden itibaren kültürel bir bağla bağlanmıştır. Türkiye - Kırgızistan arasındaki dinamik ilişkiler sadece ülkelerin arasında değil, halkların arasında da bulunmaktadır. Bu durum ekonomik, sosyal, uluslararası ve özellikle ise askerî alanda işbirliği yapmak isteğinde...;

Son yıllarda Çin, ekonomik ve askeri gücüyle dünya sahnesinde giderek daha iddialı hale geldi. Çin, kendisini küresel meseleleri şekillendirmede daha büyük bir rolü hak eden yükselen bir güç olarak görüyor. Aynı zamanda Çin, ABD ve diğer Batılı güçlerin etkisine karşı temkinli davranıyor ve uluslara...;

Çin başkanı Xi Jinping’in 22 Mart’ta Moskova’ya yaptığı 3 günlük ziyaret, Batıya karşı bir başkaldırı ve Putin’e büyük bir destek olarak algılandı. Çin uluslararası siyaset sahnesinden dışlanan Rusya’dan ne bekliyor? Beklediğini alınca ne yapar?;

Öncelikle iki hususa değineceğim. İlki; “Türklerin denizci olmadığı” ifadesine ilişkindir, bunun Türkleri aşağılayıcı bir ifade olduğunu ve tarihi bilmemekten kaynaklandığını belirtmek isterim. Diğeri ise Mavi Vatan’ın haritasını nasıl çizdiğime ilişkindir. ;

İran coğrafyası uzun yıllardır insanlığın yerleştiği bir bölge olmaktadır. Konum itibariyle Anadolu, Mezopotamya, Kafkasya ve Orta Asya gibi kadim bölgelerin kesişim noktasıdır. Persler ilk olarak Asur kaynaklarında yer almaktaydılar. Yapılan incelemeler ve çalışmalar sonucunda varılan kanıya göre İ...;

Savaşın başlamasından bir yıl geçtikten sonra, Rusya'nın neden galip gelmediği, hem ABD dış politikasında hem de daha geniş anlamda uluslararası güvenlikte en önemli sorulardan biri haline geldi. Cevabın birçok bileşeni var. ;

İnsanoğlunun doğal yaşam ortamı karalardır. Ancak, dünyanın büyük kısmı denizlerle kaplı olup deniz insanoğluna refah, zenginlik ve güç getirecek özelliklere sahiptir. Bu açıdan bakıldığında insan toplulukları, doğal olarak, sosyolojik gelişmelerinin her aşamasında evvela doğal yaşam ortamları olan ...;

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Devlet geleneğimizde yüksek emsalleri bulunan Meritokrasi’nin tarifi; toplumda bireylerin bilgi, bilgelik, beceri, çalışkanlık, analitik düşünce gibi yetenekleri ölçüsünde rol almalarıdır. Meritokrasi din, dil, ırk, yaş, cinsiyet gibi özelliklere bakmaksızın herkese fırsat eşitliği sunar ve başarıyı...