Türk- Arap İlişkileri

Yorum

Türk-Arap İlişkilerinin bugünü ile, dününü biribirinden ayırmak gerekir. Memaliki Osmaniyede ( Osmanlı memleketlerinde, mülkünde) Türkler yöneten ve Araplar da yönetilen unsurlar olmuşlardır. Asırlarca devam eden bu paradigma filhakika zaman içinde ve ülkeden ülkeye farklılıklar göstermiştir. ...

Türk-Arap İlişkilerinin bugünü ile, dününü biribirinden ayırmak gerekir.
Memaliki Osmaniyede ( Osmanlı memleketlerinde, mülkünde) Türkler yöneten ve Araplar da yönetilen unsurlar olmuşlardır. Asırlarca devam eden bu paradigma filhakika zaman içinde ve ülkeden ülkeye farklılıklar göstermiştir. Örneğin, Libyada Türk yönetimi gevşek bir yönetim olarak, yaklaşık 350 sene sürmüş, Bab-ı Aliyi ( İstanbul ) temsil eden valinin gözetiminde yerli halk, hemen her alanda serbest hareket etmiş, hatta halk, yönetimi, bölgede İslamı dışa karşı koruyan ve geliştiren bir güç olarak görmüştür. Başlıca bu nedenle, Libya’da Türk idaresi halen bile, değil iğbirar, aksine bağlılık (merbutiyet ) ve itibar duygulariyle anılmaktadır.

Bununla beraber, Mısır’da yönetim otonomiye kadar giderek, bir zaman İstanbul’dan epeyce uzaklaşmıştır.

Lübnan ve Suriye’de ise durum farklı olmuştur. Yönetim, merkeziyetçi gücünü ayan beyan hissettirmiş ve halkda da, reform taleplerini ve hatta ayrılık istemlerini sık sık ve bazı fiillerle dillendirmiştir. O kadar ki, gün gelmiş, yerel yönetimler, hemen tüm sorunlarını; siyasette, ekonomide, ilimde fende ve sanattaki nisbi dezavantajlı konumlarını geçmiş Osmanlı idaresiyle izah eder olmuşlardır. Eğitime de yansıyan bu anlayış, nesilleri de etkisi altına almış ve uzun süre modern Türkiye Cumhuriyeti bile geçmiş Osmanlı yönetiminden sorumlu tutulmuştur. Cumhuriyetin, zihinlere kazınmış bu ön yargıları, kısmen de olsa, bertaraf edebilmesi yıllar almıştır.

Yetmişli yılların ortalarına geldiğimizde, tüm Dünyada olduğu gibi, bölgemizde de uluslararası ilişkilerin parametreleri tümüyle değişmiştir. Birleşmiş Milletler Şartı’nın öngördüğü şekilde, Devletlerarası ilişkilerde, egemen eşitlik , içişlere müdahele edilmemesi ve uluslararası işbirliği ve karşılıklı anlayış temel öge haline gelmiştir. Türk-Arap ilişkileri de tabiatiyle bu ölçütün kapsamı içine girmiştir.

Bunda bizim açımızdan herhangi bir zorluk olmamıştır. Zira, Cumhuriyetle edindiğimiz eğitim, herşeyden evvel düşüncelerimizde geçmişin kalıntılarını silip atmış, bireyleri ve toplumu, karşılıklı çıkar dengelerini koruyan, hoşgörülü ve Dünya ile standardlarda bütünleşen bir halita haline getirmiştir. Netekim, bırakalım Birinci Dünya Harbi sırasında Arapların Osmanlıya karşı arka planda sergiledikleri sadakati(!), günümüzdeki terör belasının nüvesini hazırlayan ilk oluşumların Filistin Kurtuluş Örgütü kamplarında eğitim gördüklerini bile bugün hatırlayanlarımız çok değildir.

Sonuç itibariyle, bunca geçmişi olan Türk-Arap ilişkilerine artık böylesi bir optikten bakıyoruz. Hele merhum Cumhurbaşkanı, zamanın Başbakanı Turgut ÖZAL döneminde, bu ülke ve yörelerde, siyasi farklılıklardan çok, iş ve ticareti ön plana çıkarmış olmamız bizim ön yargılardan uzaklaşmaya ne kadar hazır olduğumuzu da fazlasiyle kanıtlamıştır.

Bu defa kanımca iş, gelişmekte olan Arap ülkelerindeki yeni nesillere düşmektedir. Bu kesim, iktisadiyatla birlikte, pozitif ve hür düşünceli eğitime, karşılıklı anlayış ve hoşgörüye yer verdiği ve bunu özümsediği sürece, Türk- Arap ilişkilerine daha çok hizmet edecektir. Yoksa, Mehmet AKİF’in ta 1913 lerde, o günün konjontürüne hizmet için ifade ettiği, ‘ Türk Arapsız olamaz, olabilir diyen varsa delidir ‘ türünden söylemlerle, bunca inişli çıkışlı ilişkileri geleceğe taşımak kolay olmaz. (asula@ttmail.com)

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2712 ) Etkinlik ( 222 )
Alanlar
Afrika 77 641
Asya 98 1079
Avrupa 22 637
Latin Amerika ve Karayipler 16 67
Kuzey Amerika 9 288
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1381 ) Etkinlik ( 53 )
Alanlar
Balkanlar 24 293
Orta Doğu 23 608
Karadeniz Kafkas 3 296
Akdeniz 3 184
Kimlik Alanları ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1292 ) Etkinlik ( 77 )
Alanlar
İslam Dünyası 58 781
Türk Dünyası 19 511
Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2043 ) Etkinlik ( 82 )
Alanlar
Türkiye 82 2043

Öncelikle iki hususa değineceğim. İlki; “Türklerin denizci olmadığı” ifadesine ilişkindir, bunun Türkleri aşağılayıcı bir ifade olduğunu ve tarihi bilmemekten kaynaklandığını belirtmek isterim. Diğeri ise Mavi Vatan’ın haritasını nasıl çizdiğime ilişkindir. ;

İran coğrafyası uzun yıllardır insanlığın yerleştiği bir bölge olmaktadır. Konum itibariyle Anadolu, Mezopotamya, Kafkasya ve Orta Asya gibi kadim bölgelerin kesişim noktasıdır. Persler ilk olarak Asur kaynaklarında yer almaktaydılar. Yapılan incelemeler ve çalışmalar sonucunda varılan kanıya göre İ...;

İnsanoğlunun doğal yaşam ortamı karalardır. Ancak, dünyanın büyük kısmı denizlerle kaplı olup deniz insanoğluna refah, zenginlik ve güç getirecek özelliklere sahiptir. Bu açıdan bakıldığında insan toplulukları, doğal olarak, sosyolojik gelişmelerinin her aşamasında evvela doğal yaşam ortamları olan ...;

Ukrayna’da Rusya’nın yakın zamanda büyük bir saldırı gerçekleştireceği haberlerinden ABD’nin Ukrayna’yı son ana kadar destekleyeceğini deklare etmesine kadar karmaşık ve belirsiz bir durum söz konusu. Rusya ile “sınırsız dostluğu“ bulunan Çin ise bu karmaşık durum karşısında pozisyon belirlemeye çal...;

Çağımızda, ülkeler arasındaki ilişkilerde konjonktüre bağlı olarak meydana gelen değişimler sonucunda, klasik diplomasi yöntemlerinin yanında yeni kavramlar da ortaya çıkmıştır. Diğer ülke yönetimlerini ve uluslararası örgütleri etkilemek hedefiyle birlikte, yabancı kamuoyunu da etkilemek ihtiyacı d...;

Türk siyaset hayatında kamplaşmaya yol açan yaşam tarzı çatışmasının psikolojik, sosyopsikolojik yönü başta olmak üzere tarihin derinliklerinden gelen faktörlerle çeşitli açılardan sorgulanmasına hasredilen kitap 160 sayfadan oluşuyor. ;

Göç, ulus-devletlerin düzenlemesi ve kontrol altında alması gereken bir 21. yüzyıl gerçekliği midir? Bu sorunun yanıtına farklı Uluslararası İlişkiler (Uİ) teorilerinden görece farklı yanıtlar verilebileceği düşünülse de ortak bir kabule varılabilir: Uluslararası göçün düzenlenmesi. Göç ve güvenlik ...;

Artık, ulusal ya da uluslararası her seviyede güvenliği geçmişin anlayış ve kurumları ile sağlama imkânı zayıflamaktadır. Hızla gelişmekte olan teknolojilerin neden olacağı ekonomik ve toplumsal dönüşümler, uluslararası düzenin de yeni bir çerçeveye yani devletsiz (sınırların olmadığı post-modern) s...;

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

6. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

9. İstanbul Güvenlik Konferansı (2023)

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul - Türkiye

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 2

  • 20 Eki 2022 - 20 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

Afrika 2063 Ağı İstişare Toplantısı 1

  • 06 Eki 2022 - 06 Eki 2022
  • Çevrimiçi - 14.00

5. Türkiye - Afrika Savunma Güvenlik ve Uzay Forumu

  • 04 Kas 2022 - 04 Kas 2022
  • Ramada Hotel & Suites by Wyndham İstanbul Merter -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.