Syriza’nın İktidarı Ne Anlama Geliyor?

Yorum

Yunanistan seçimleri Syriza’nın zaferiyle sonuçlandı. Yunan halkı 2008’den bu yana giderek kötüleşen şartlar altında yaşıyordu. Son derece zor ve meşakkatli bir dönem sonunda kazanılan seçimin sonuçları da uzun vadede çok boyutlu olacak. ...

Yunanistan seçimleri Syriza’nın zaferiyle sonuçlandı. Yunan halkı 2008’den bu yana giderek kötüleşen şartlar altında yaşıyordu. Son derece zor ve meşakkatli bir dönem sonunda kazanılan seçimin sonuçları da uzun vadede çok boyutlu olacak. Yunanistan’ın tam üye olduğu Avrupa Birliği’nin taşıyıcı bir takım kurallarının değiştirilmeye zorlanma sının ötesindeki gelişmelerden bahsediyoruz. Bu tartışmanın ekonomi teorisi ile bağlantılı olarak kökleri uzun uzun tartışılabilir. Syriza’ya doğru savrulma “başka alternatif yok“ sloganıyla bugüne kadar öne sürülen neo-liberal iktisadi politikaları ciddi olarak tehdit edecek. Başka bir deyişle, Syriza’nın ekonomik temelin bozuklukları üzerinden hareket ederek demokratik süreçler sonucu iktidara taşınması “başka alternatif de olmalı ve var“ diyen kesimlerin projelerinin hayata geçirilmesini sağlayacak.
Syriza bugüne kadar ekonomik krizi daraltıcı önlemlerle aşmaya çalışan tasarruf tedbirlerini tam tersine çevireceğini ilan ederek geniş halk yığınları nezdinde popülerleşti. Tasarruf tedbirleri 2008 dünya küresel krizinin Yunanistan’da ortaya çıkan kötü sonuçlarını tedavi etmek amacıyla uygulanmaya başlanmıştı. Bu süreç troika denen AB, Avrupa Merkez Bankası (AMB) ve IMF gözetiminde uygulanıyordu. Daralan ekonominin sorunlarını çözmek için daha da daraltılmasını savunan bir uygulamaydı bu. Ancak bu tedbirler, ne bir çözüm üretti ne de yaşanan zorlukları hafifletti. Tam tersine işsizlik ortalamada yüzde 26 (gençler arasında yüzde altmış) seviyesine çıktı, halkın yaşam standardı yüzde otuz geriledi, sanayi üretimi yüzde otuz altı düştü, emeklilik yaşı yükseltildi, vs. İktisat teorisinde, krizlere neden olan mali ve üretici sermaye kesimlerini kayırma ekseni dışında pek fazla dayanak bulamayan bu uygulamanın sorunlara çözüm getiremeyeceğini bilmek için kahin olmaya da gerek yoktu. Syriza bu akıldışı uygulamayı bitireceğini ilan etti. İlk başta inandırıcı bulunamayan yaklaşımı hayatın gerçeklerinin tasarruf tedbirleri etrafında Yunan halkını ciddi şekilde sınamaya başlamasıyla, inandırıcılık kazandı.

Peki, bundan sonra kısa dönemde ne olacak?
İlk olarak yeni kurulan Yunan hükümeti’nin troika ile borçlarının yeniden gözden geçirilmesi mücadelesi gündeme gelecek. Bugün 370 milyar avro’ya ($427 milyar) yani GSMH’nın % 175’ine ulaşmış olan borçlar beş sene önce GSMH’nın % 130 ’u kadardı. Bu artış bir yandan son beş senedir uygulanan “tasarruf tedbirlerinin“ ne kadar başarılı olduğunun da göstergesi. Öte yandan, Yunan ekonomisi’nin 2014’de pozitif büyüme oranını yakalamış, cari denge ve bütçe fazlası vermiş olduğunu da hatırlatalım. Yani, halkın sırtına bindirilen yükün sağladığı bir konjonktürel “iyileşmedir“ bahsi geçen. Bunun Syriza’nın ekonomi idaresini kolaylaştırıcı bir etmen olacağını belirterek devam edelim.

Bu yüzden, Syriza ile troika’nın karşı karşıya geleceği çok fazla bir konu yok. Syriza borçları yeniden gözden geçirmek istediklerini, avro’dan çıkmayacaklarını ve bütçe açıkları konusunu görüşmeye hazır olduklarını bildirdi. Yunanistan borçlarını ödemeye devam edecek ama kendisi için daha uygun olan koşullarda bunu yapmaya çalışacak, troika ile bu müzakere edilecek.

Son birkaç seneyi hızlıca gözden geçirdiğimizde alacaklılarının Yunanistan’a zaten bir takım kolaylıklar sağladığını görürüz. Bunların başında faiz indirimleri ve geri ödeme sürelerinin uzatılması gelir. Ayrıca borçtan elde edilecek pozitif getirilerin tekrar Yunanistan’a verilmesini de ekleyelim. Ortalama olarak hesap edilirse Yunanistan’ın borçları 16,5 sene. Bu Yunanistan’ın, ortalama borç süreleri çok daha uzun olan İtalya, Portekiz ve İrlanda’ya göre daha iyi durumda olduğunu gösteriyor. Borç süresinin on sene kadar uzatılmasının 2015’de GSMH’nın yüzde 4.5 kadar rahatlama getireceği düşünülüyor. On yılda bu GSMH’nın % 17’si kadar bir miktar rahatlama sağlar ki bu da 31.7 milyar avro civarında bir miktara tekabül edecektir. Borcun geri ödeme süresinin uzatılmasında bildiğimiz kadarıyla kimse sakınca görmüyor. Yani uygulanabilir bir borç geri ödeme planı sağlayabilir ödeme süresinin ileriye doğru yayılmsı. Ancak unutulmamalı ki, bu Yunanistan’ın hemen harcayabileceği hazır bir para anlamına gelmiyor. Sadece senelik temelde geri ödeme miktarlarının azaltılabileceği bir durumdan bahsediyoruz ki bu da Syriza’nın seçim vaadleriyle çelişkili bir durum yaratmayacaktır. Faiz hadlerinde bir indirim yapılmasının ise kısa dönemde Yunanistan’ı, sosyal güvenlik sistemini yeniden inşa etmeye fırsat verecek rahatlamayı sağlayacağını söyleyebiliriz.

Diğer yandan ise en kısa vadede alınması gereken birtakım tedbirler var. AMB ve başta Almanya, Avrupa Birliği Yunanistan’ın iflas etmemesi için daha fazla yardıma ihtiyacı olduğunun bilincindeler. Bu borçlar açıklanan miktar genişlemesi koşullarına göre ağır şartlar altında AMB’den sağlanabilir. 12 Şubat’da AB zirvesinde Yunanistan’ın önümüzdeki dönemde ne yapacağının sinyalleri verilecek. Bu noktada Yunanistan’ın avro’dan ve AB’den çıkmayacağı garanti altına alınacak ve belli bir süre daha borçlanarak devam etmesi gerekliliği üzerinde bir uzlaşı sağlanacak. Ayrıca bağımsız bir mali genişleme konusunda Syriza’nın eli rahatlatılacak.

Yunanistan’a uygulanan kurtarma paketi 28 Şubat’da sona erecek. Şayet Yunanistan borçlarını ödemeyeceğini açıklarsa, kısa sürede kendi yağıyla kavrulmak zorunda kalacak. Bu da son derece büyük güçlükler çıkaracak yeni hükümetin karşısına. Halen hazırda troika’nın dayattığı kurtarma paketiyle devam etmeyeceğini açıklarsa oradan gelecek olan 7 milyar avro Yunanistan’a verilmeyecek. Yunanistan’ın iflası anlamına gelecek bu gelişme AB’yi ciddi şekilde sarsarak, Para Birliğinin sonunu getirebilir. Sonuçlarının ciddiyeti yüzünden, toplumsal yeniden toparlanmanın bağlandığı ilk başta ihtiyaç duyulan 11 milyar avro civarında olduğu tahmin edilen bir harcamaya feda edilemeyecek kadar önemli olan böylesi bir gelişmeye izin verilmeyeceğini söyleyebiliriz. Yunanistan yeni koşullarla, yeni bir borç paketini AMB’nin miktar genişlemesi paketinden farklı bir düzlemde garanti altına alacak.

Bunun da 2015 yılında seçimlere gidecek İspanya’da etkisi büyük olacak. Orada, Syriza’nın İspanyol versiyonu olan ve İspanyol halkına belli bir rahatlama sağlayacak olan Podemos’a ciddi bir kaldıraç sağlayacak. Bu da Syriza’nın Yunanistan’da iktidara gelmesinin tetikleyeceği “dipten gelen dalga“ temelinde gelişen siyasi savrulmaların ve alternatif arayışların yaşanacağı bir dönemi başlatacak. Herkesin ‘kendisinden bir parça bulduğu’, Syriza iktidarının kısa vadede bundan daha başka bir anlamı şimdilik yok.



Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Alanlar

Kıtalar ( 5 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2776 ) Etkinlik ( 223 )
Alanlar
TASAM Afrika 77 650
TASAM Asya 98 1114
TASAM Avrupa 23 650
TASAM Latin Amerika ve Karayip... 16 67
TASAM Kuzey Amerika 9 295
Bölgeler ( 4 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1406 ) Etkinlik ( 54 )
Alanlar
TASAM Balkanlar 24 297
TASAM Orta Doğu 23 623
TASAM Karadeniz Kafkas 3 297
TASAM Akdeniz 4 189
Kimlikler ( 2 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 1304 ) Etkinlik ( 78 )
Alanlar
TASAM İslam Dünyası 58 786
TASAM Türk Dünyası 20 518
TASAM Türkiye ( 1 Alan )
Aksiyon
 İçerik ( 2054 ) Etkinlik ( 83 )
Alanlar
TASAM Türkiye 83 2054

Biz, dünya halklarını temsil eden Devlet ve Hükümet Başkanları olarak, Gelecek İçin Pakt'ta yer alan eylemler aracılığıyla mevcut ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarını ve çıkarlarını korumak amacıyla Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'nde toplandık.;

27 Eylül 1538’de Haçlı donanmasına karşı kazanılan Preveze Deniz Savaşı’nın gerek icrası gerekse sonuçları çok tartışılmıştır. Basit taktik ve teknik nedenlerden,;

Yakında dünyanın en büyük işgücüne sahip olacak olan Afrikalılar, modern güce erişebildikleri takdirde bölgelerini küresel bir ekonomik güç merkezine dönüştürme fırsatına sahipler. Şu anda, Sahra Altı Afrika'da yaklaşık 600 milyon insan elektriğe erişemiyor. Bu durum onları yemek pişirmek, ısınmak v...;

Çin’i Rusya’nın Ukrayna’ya karşı yürüttüğü savaşın kararlı bir destekçisi olmakla itham eden NATO, Avrupa-Atlantik güvenliğinin tehlikede olduğunu düşünüyor. NATO, çok kutuplu bir yapıya evrilen uluslararası sistem içerisinde kendisine tatmin edici tarihsel bir rol arıyor.;

Türkiye, Somali ile yaptığı anlaşmalar, bölgesel anlaşmazlıklara dahil olması ve savunma sanayii genişlemesiyle Hint Okyanusu Bölgesi'ndeki stratejik varlığını genişletiyor. Bu büyüyen etki, Çin'in varlığıyla birleştiğinde, Hindistan için karmaşık zorluklar yaratıyor ve Hindistan'ın bölgesel politik...;

Savunma sanayii, bir ülkenin güvenliği ve ekonomik kalkınması için kritik öneme sahiptir. Türkiye’nin jeopolitik konumu ve iç-dış tehditler, savunma sanayiinin önemini artırmaktadır. Terörle mücadele, Türk savunma sanayiinin gelişimini etkileyen başlıca faktörlerden biridir. Bu çalışma, terörle müca...;

Başlıca ekonomik mega trendler dünya çapında devam etmekte ve giderek daha yıkıcı bir etkiye sahip olmaktadır: Dijitalleşme, karbonsuzlaştırma ve sürdürülebilirliğin yanı sıra sosyal ve demografik değişim, önceki değer yaratma yapılarının giderek daha geçersiz hale gelmesine neden olmaktadır.;

Bu makale, diasporaların dünya sahnesinde nasıl bir güç unsuru haline geldiğini ve Türkiye'nin Afrika'daki etkisini artırma potansiyelini ele alıyor. Türk diasporasının Afrika'da üstlenebileceği kritik rol ve bu stratejinin Türkiye'nin ulusal çıkarlarına katkıları, yeni bir bakış açısıyla tartışılıy...;

10. İstanbul Güvenlik Konferansı (2024)

  • 21 Kas 2024 - 22 Kas 2024
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 2

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Nis 2024 - 11 May 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2024 Dönem 1

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programları ile katılımcılara stratejik yönetim ve liderlik alanlarındaki yeniliklerin aktarılması, Türkiye ve dünyadaki gelişmeler ışığında ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri konularında çok yönlü analiz, sentez ve değerlendirmeler yapabilmelerine, çözüm önerileri, farkındalık ve gelecek öngörüleri geliştirmelerine destek sağlanması amaçlanıyor.

  • 20 Oca 2024 - 10 Şub 2024
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Millî Savunma ve Güvenlik Akademisi Sertifika Programı | 2023 Dönem 1

21. yüzyıl güvenlik sorunlarının dönüşümünü takip edebildiğimiz bir dönem olarak dikkat çekmektedir.

  • 11 Kas 2023 - 02 Ara 2023
  • Cumartesileri 10.00-13.30 (Çevrimiçi) -
  • İstanbul - Türkiye

Doğu Akdeniz Programı 2023-2025

  • 17 Tem 2023 - 19 Tem 2023
  • Sheraton Istanbul City Center -
  • İstanbul - Türkiye

5. Denizcilik ve Deniz Güvenliği Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

2. İstanbul Siber-Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

7. Türkiye - Körfez Savunma ve Güvenlik Forumu

  • 23 Kas 2023 - 24 Kas 2023
  • İstanbul Kent Üniversitesi Kağıthane Kampüsü -
  • İstanbul - Türkiye

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “ABD Hegemonyasına Meydan Okuyan Çin’in Zorlu Virajı; Güney Çin Denizi” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Küresel Rekabet Penceresinden Pasifik Adaları” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “TEKNOLOJİK ÜRETİMDE BAĞIMSIZLIK SORUNU; NTE'LER VE ÇİPLER ÜZERİNDE KÜRESEL REKABET” isimli stratejik raporu yayımladı

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Sri Lanka’nın Çöküşüne Küresel Siyaset Çerçevesinden Bir Bakış” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in hazırladığı “Çin-Japon Anlaşmazlığında Doğu Çin Denizi Derinlerdeki Travmalar” isimli stratejik raporu yayımladı.

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi TASAM, Dr. Cengiz Topel MERMER’in uzun araştırmalar sonunda hazırladığı “MYANMAR; Büyük Oyunun Doğu Sahnesi” isimli stratejik raporu yayımladı

İngiltere’nin II. Dünya Savaşı sonrasında Hint Altkıtası’ndan çekilmek zorunda kalması sonucunda, 1947 yılında, din temelli ayrışma zemininde kurulan Hindistan ve Pakistan, İngiltere’nin bu coğrafyadaki iki asırlık idaresinin bütün mirasını paylaştığı gibi bıraktığı sorunlu alanları da üstlenmek dur...

Gündem 2063, Afrika'yı geleceğin küresel güç merkezine dönüştürecek yol haritası ve eylem planıdır. Kıtanın elli yıllık süreci kapsayan hedeflerine ulaşma niyetinin somut göstergesidir.