Türkiye’nin gündemini Avrupa Birliği’ne giriş sürecinin yoğun bir şekilde işgal ettiği günümüzde, Türk toplumunun bütün kesimleri bu yönde çalışmalarını sürdürmektedir. Avrupa Birliği’ne giriş sürecinin ülkemiz açısından taşıdığı önem açıktır. Ancak globalleşen dünyada tek bir bölge üzerinde yoğunlaşmak gibi bir yanılgı içine düşülmemeli, diğer ülkeler ve ülke gruplarıyla da işbirliğinin geliştirilmesi yönünde girişimlere devam edilmelidir. Bu kapsamda Orta Asya, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Uzak Doğu bölgeleri Türkiye’nin dış politika açılımlarında önemli bir yer tutmalıdır.
Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Türkiye için büyük öneme sahip Türk Cumhuriyetleri’yle ilişkilerin geliştirilmesi konusunda yeni fırsatlar ortaya çıkmıştır. Bağımsızlığın ilk yıllarında Türkiye’nin söz konusu cumhuriyetlere yönelik yoğun girişimleri hem Türkiye’nin hem de geçiş döneminin zorluklarını yaşayan bu ülkelerin yeterince hazırlıklı olmaması nedeniyle beklenilen sonuçları verememiştir.
Geçen sürede sosyal ve ekonomik alanlardaki eksiklerinin önemli bir kısmını gidermeyi başaran Türk Cumhuriyetleri yeniden Türkiye’nin dış politika gündeminin ilk sıralarına yerleşmeye başlamıştır. Bu nedenle Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri arasındaki ilişkilerin son gelişmeler ışığında yeniden değerlendirmesi ve bu alanda tutarlı, kalıcı politika önlemlerinin alınması gerek Türkiye, gerekse ilgili cumhuriyetler açısından büyük önem arz etmektedir.
Türk Cumhuriyetleri 21. yüzyılda giderek önemi artan enerji kaynaklarının bulunduğu bölgelerden biri olarak değerlendirilmektedir. Günümüzde diğer ülkeler ve çokuluslu şirketler Türk Cumhuriyetleri’yle ilgili büyük çaplı projelere imza atarken, Türkiye’nin siyah – beyaz ayrımının yapıldığı bir yerde bloklaşmak gibi bir yanlış içine düşmesi düşünülemez. Türkiye bugüne kadar bölgeyle ilgili üzerine düşenleri yapabilmiş olsaydı, katılmak için yoğun gayretler sarf edilen Avrupa Birliği tarafından “bölgesel ve küresel bir aktör“ olarak daha önceden davet alabilirdi. Bu anlamda Türkiye’nin maddi ve manevi sermayesini oluştururken Türk Cumhuriyetleri ile olan ortak değerleri geliştirmesi, hangi birlik içinde olursa olsun kendi kimlik ve kişiliğiyle hareket etmesinin faydalı olacağı değerlendirilmektedir.
Türkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) koordinatörlüğünde, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi (TİKA) ile Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) işbirliğinde düzenlenen “Türk Cumhuriyetleri’nde Yatırım İmkanları“ konulu sempozyum bu amaca hizmet etmek için düzenlenmiştir. Sempozyumun planlanması, organizasyonu ve icrasında büyük özverilerde bulunan bütün TASAM personelimize katkılarından dolayı teşekkür ederim.
Sempozyum sonuçlarının, Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri arasındaki ilişkilerin hem nicelik hem de nitelik olarak üst seviyeler çıkarılmasına katkıda bulunacağını ümit ediyor, milletimize ve devletimize hayırlı olmasını diliyorum.